1 Ocak 2022…
İlk NFT´mi listelediğim sabahtı…
Birkaç gün öncesinde, yılbaşı için Fransa´ya gidecektim. Orada Paris´teki politik kariyerini bırakıp, Nft dünyasına atılan yakın bir arkadaşım daha olacaktı. Onunla yüz yüze görüşüp Nft dünyası ile ilgili son sorularımı soracaktım. Her ne kadar dijital dünyaya fotoğraf temelli işler yapıyor olsam da Nft ile ilgili internetten okuduğum bilgiler benim için yeterli değildi. Bu bilgileri, Nft dünyasında tecrübe sahibi olmuş kişiden duymak daha güvenilir olacaktı. Evet doğru, hala kafamda soru işaretleri vardı ve Nft dünyasına 100% güvenmiyordum (diğer çoğu sanatçılar gibi) …
Fransa´ya gitmeden yaklaşık 2 hafta önce; masada bir soru işaretliyle karşı karşıya oturuyordum: hangi işlerimi seçip, Nft´ye dönüştürecektim? (Emin değildim.) Bir sanatçıya göre yaptığı işlerin kötü olanı yoktur (bence). Ama benim gibi çoklu disiplinler arası çalışan / yaratan birisi için; işin sergileneceği yerin farkı vardır. Bir tablonun orijinalini dijital platforma koyamazsın, ancak dijital kopyasını koyabilirsin. Bu aslında Nft´nin ne demek olduğunu tam olarak açıklıyordu. O zaman tam idrak edememiştim ki bence çoğu sanatçının da zorlandığı konu tam da buydu. O yüzden tabloları bir kenara bırakıp, fotoğraflar üzerinde seçim yapmaya karar verdim. Bir nevi dijitalden gelen dijitale gider.
Uzun bir karar verme sürecinden sonra, Soho House Barselona´da daha önce sergilediğim, kübizm ve empresyonizm etkisiyle yola çıkıp, ışığın yönüyle hareket ederek pikselleme tekniğini kullandığım “Deconstructive pixellisation” serisiyle Nft dünyasına adım atmaya karar verdim. Benzer bir işi Nft platformlarında görmemiş olmak beni büyük motive etmişti. Fakat internet bir derya deniz, hepimiz bunun farkındayız. Bazen hayran kaldığım işler görüyorum bazen de harcanılan zamana yazık dediğim… Nft platformları da tam da buna dönüşmüştü. Bir yer de çektiği komik videoları listeleyenler, bir yanda talebi yüksek olduğundan 2d grafik çizimlerini listeleyenler, bir yanda gerçekten yetenekli sanatçılar… İşte tam bu noktada hangi platformda işlerimi yayınlayacağıma karar vermem gerekliydi. Opensea, Axie Marketplace, Rarible ya da Foundation…
Gerek Türkiye´deki, gerekse Avrupa´daki fotoğrafçı arkadaşlarımla konuştuğumda Foundation´ın diğerlerinden daha farklı olduğunu, daha çok sanatsal işlerin yoğun olduğu bir platform olduğunu fark ettim. (Diğer platformdakiler kızmasın, hala aynı düşünüyorum). Ama beni en çok cezbeden; davetiye sisteminin olmasıydı. Yani başka bir sanatçının daveti ile işlerimi listeleyebilirdim. İşlerim hazırdı, güzel yorumlar almıştım. Kısacası hazırdım! Gece kulübü önünde içeriye girmeye bekleyen birisi gibi hissetmiştim. Bu davetiye nereden, nasıl elde edilir diye araştırdığımda karşıma çıkan tek isim “TWITTER” oldu.
Yıllardır Twitter kullanmayan birisi olarak, yaklaşık 7-8 yıldır konuşmadığım eski arkadaşım Twitter´a tekrardan merhaba demem gerekti. İşte o anda fark ettim ki; Twitter gece kulübünün girişindeki bodyguard, bense kuyrukta bekleyen müşteriydim ve kuyrukta yalnız değildim. #foundationinvite bu hashtagh´i yaklaşık 1 hafta boyunca sabah, akşam yazdım. Bilenler bilmeyenlere söylesin, bu davetiye arama olayı gerçekten karaborsaya düşmüş. Davetiyeyi ethereum ile satanlar ya da listelediği Nft´yi satın aldırmaya çalışanlar ya da takipçi sayısını arttırmak için yalandan davetiyesi olduğunu söyleyenler. İnsan kendine hangi ara bu noktaya geldik diye soramadan edemiyor. 1 haftanın sonunda talih bana güldü ve İtalyan bir içmimardan davetiye kazandım. Tabi ki kolay olmadı, 2 gün boyunca konuştuk. İşlerime baktı. Ve davetiye talebinde bulunan kişiler arasından beni seçti. Tamamen bir yarışmada gibi hissediyordum ve büyük ödülü ben kazanmıştım. (Teşekkürler gece kulübünün girişindeki bodyguard Twitter).
Her şey hazırdı; davetiyem ve listelemeye karar verdiğim işlerim. Yılbaşı sabahı kahvaltı sonrası, herkes bitcoinlerini kontrol ederken, bilgisayarımı açıp son bilgileri de aldıktan sonra, son sorum; sizce taban fiyatı olarak neye karar vermeliyim? Bilen bilir, sanatçının işine fiyat belirlemesi gerçekten zordur yani benim için hala zor. O yüzden taban fiyatını belirlerken beklentiyi düşük tutmanın faydalı olacağını düşünüyorum çünkü çoğu insan gibi ben de taban fiyatının, son fiyat olduğunu düşünüyordum. Unutmamak gerekli ki taban fiyatı açık arttırmanın başlangıç fiyatı. Bazen kapanış fiyatı olsa da birçok sanatçıya Nft üzerinden ekonomik özgürlüğü getiren bir sistem. Yapılan küçük bir fikir alışverişinden sonra taban fiyatını belirleyip, ilk işimi listelemiştim. O andaki umudumu hala hatırlıyorum, benim için o anda Nft, sanat dünyası için yeni bir devrimdi.
Masadaki bazı insanların Nft ´yi sadece para odaklı görmesi (bence çoğu sanatçı için yeterli bir neden olabilir), var olan yanlış bir fikri / önyargıyı tekrardan masaya yatırdı; iyi sanatçı, fakir sanatçıdır… Uzun bir tartışma sonrası söylediğim şeyi hala hatırlarım; nasıl ki bir yemeğin tuzu-baharatı vs. olmadan düşünemiyorsak, yakın zamanda Nft de sanat dünyasının o malzemelerinden birisi olacak. Daha önce de söylediğim gibi; artık instagramı olmayan bir sanatçı kalmadığı gibi, ürettiği işi listelemeyen sanatçı da kalmayacak.
Ümit SURAL
Barselona -2022
