Alper Ayaz: “Eserlerimde insanı bir bütün olarak sorguluyorum.”

Esin Hamamcı, Alper Ayaz ile konuştu.

Esin Hamamcı: 29 Eylül 2021’de Tophane-i Amire’de gerçekleşen BASE’de bir işinizle yer aldınız. Sanatla olan bağınız nasıl başladı?

Alper Ayaz: Sanatla olan bağım çok küçük yaşlarda başladı. O yaşlarda çizime olan ilgim sanat alanında ilerleyeceğimin göstergesiydi. Geleneksel sanatların yanında dijital sanata olan merakım da aslında erken yaşlarda başladı. Ortaokul yıllarında bilgisayar üzerinden çizim ve fotoğraf düzenleme programlarında sıkça vakit geçiriyordum. Üniversiteye başladığım zaman geleneksel sanatlar üzerinden ilerledim ve birçok tekniği sanat pratiği olarak kullandım. Daha sonra duygu ve düşüncelerimi en iyi dijital sanat aracılığıyla ifade edebildiğimi fark ederek bu alanda çalışmalarıma yoğunlaştım. Dijital sanatın da kendi içerisindeki farklı disiplinleri zaman zaman bir araya getirerek işler üretiyorum.

İşlerimin izleyiciye ulaşması için BASE gibi platformların sunduğu olanakları değerlendirerek sanat dünyasına adım atmış oldum. Genç yetenekleri izleyici ile buluşturan bu tarz platformların varlığını önemli buluyorum çünkü birçok genç sanatçının kariyerine nerede ve nasıl başlayacağını bilmediğini gözlemliyorum. Bu platformlar insanlara sanat dünyasına profesyonel bir adım atma fırsatı sunuyor. Sanatla bir şekilde bağı olan ve duygularını diğer insanlara aktarmak isteyenlerin bu olanakları değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.

Rules

E.H.: Eserlerinizde “düşünceli” figürler dikkat çekiyor. Öne çıkarmak, vurgulamak istediğiniz kavramlar nelerdir?

A.A.: Eserlerimde insanı bir bütün olarak sorguluyorum. İnsanı tarihsel olarak bugünlere getiren süreç her zaman merak ettiğim ve sorguladığım bir alan olmuştur. Bu süreçte insanın kendini tanıması, doğada kendini konumlandırması ve hatta kendi içerisinde kendine bir konum araması tarihsel olarak değerlendirilmesi gerekilen bir durum. Eserlerimdeki figürler de bu sorgulamanın ve arayışın bir parçası olduğu için düşünceli tavırlar sergilemekte. Kendiyle olan iletişiminin yanı sıra toplumla olan iletişim ve etkileşimi de bireyi zaman içerisinde şekillendirmektedir. Dolayısıyla bu insan ilişkilerinin temelindeki duygusal ve zihinsel süreçleri de eserlerime konu ediniyorum. Bu da düşünen ve sürekli sorgulayan duygu yüklü figürlerimi ortaya çıkarıyor.

Inside My Mind

E.H.: Koleksiyonunuzda “şüphe, belirsizlik” duyguları ağır basıyor. Bunu, bugünün insanı ve düzeni üzerinde yeniden düşünme biçimi olarak okuyabilir miyiz?

A.A.: Yaşadığımız dönemin en belirgin özellikleri belirsizlik ve kaos üzerine kurulu yapıların olmasıdır. Bu düzensizlik ve belirsizliğin kaçınılmaz olarak insanı düşünmeye ve şüpheciliğe ittiği bir gerçek. Toplumsal düzlemde veya ikili ilişkilerimizde bu saydığım kavramların ön plana çıktığını gözlemliyorum. Bu yüzden insanın içinde bulunan merak ve sorgulama isteğinin dışavurumunu eserlerimde net bir şekilde görmek mümkün.

Bunun yanı sıra yaşadığımız sınıfsal çatışma ve toplumsal baskı gibi konuları da zaman zaman eserlerime konu ediniyorum. Saydığım tüm bu kavramları bir araya getirirsek kısaca sanatımı bir sorgulama ve eleştiri alanı olarak kullandığımı söyleyebilirim.

Gösteri Toplumu

E.H.: Eserlerinizde “transhümanist” etkilerden söz edebilmek sizce mümkün müdür?

A.A.: Belli başlı eserlerimde transhümanizm kavramını sorguladığımı söylemek kesinlikle mümkün. Transhümanizm en temelinde ölümsüz insanın doğaya karşı kesin bir tahakkümünden bahsetmekte. Bu düşüncenin temelini hümanizm düşüncesi ile bağdaştırmak da mümkündür. Oysa ben, doğa ve insan ayrımının temelinde yatan “üstten bakan” düşünceyi bile doğru bulmayan birisiyim. İnsan doğaya hükmettiğini düşünebilir oysa gerçek olan doğanın yalnızca bir parçası olduğudur. Dolayısıyla eserlerimde eleştirdiğim ve sorguladığım nokta, transhümanist düşüncenin altında yatan üstten bakan tavır ve bunun getirisi olan sınıfsal ayrımın kendisidir.

Transhumanism

E.H.: Eserlerinizi NFT olarak satmak için hangi platformu kullanıyorsunuz?

A.A.: Şu an halihazırda Rarible isimli NFT platformu üzerinde satış yapmaktayım. Bunun yanı sıra Twitter ve Discord gibi platformların NFT komünitelerinde koleksiyon tanıtımlarımı yapmaktayım.

Önceki

Atatürk’ün Kişisel Eşyaları NFT Olarak Metaverse'te Sergileniyor

Sonraki

Nftlileştiremediklerimizden misiniz?

Related Posts
Devamını Oku

Kreatif Dünyada Bir Mimar: Ceren Arslan

Esin Hamamcı, dijital sanatçı ve Kelly Wearstler Stüdyosu'nda konsept tasarımcısı olan, Archdaily Görselleştirme Ödülü'nü kazanan mimari tasarımcı Ceren Arslan ile konuştu.
Devamını Oku

Metaverse, Queer ve Dijital Kültür Üzerine Diyaloglar

İlker Cihan Biner, Atakan Yorulmaz ile toplumsal cinsiyet ile avatarlar arasındaki ilişkilerden Antik Yunan'dan bugüne teknolojik bakışları etkileyen meseleleri odağına alan bir söyleşi gerçekleştirdi.
Devamını Oku

Benlik Tasarımı, Dijital Sanatın Etkileri

İlker Cihan Biner, bu ay köşesine Süleyman Yılmaz'ı konuk ediyor. Kendisiyle dijital sanatın getirdikleri, malzeme ve estetik ilişkisi, dijital sanatın seyri, sanat tarihi ile NFT ilişkisi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Total
0
Share