Benlik Tasarımı, Dijital Sanatın Etkileri

İlker Cihan Biner, bu ay köşesine Süleyman Yılmaz’ı konuk ediyor. Kendisiyle dijital sanatın getirdikleri, malzeme ve estetik ilişkisi, dijital sanatın seyri, sanat tarihi ile NFT ilişkisi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

İlker Cihan Biner

Süleyman Yılmaz ile estetik ve yaşamın dolaşıklığını konuşurken özgün bir söyleşi ortaya çıktı.

Öncelikle, sanatçı malzemeden yola çıkıp bazı farklara işaret ederek dijital sanat alanının özgünlüğünün altını çiziyor. Neden kendisini sanat inovasyoncusu gördüğünün ipuçlarını veriyor.

Söyleşi yaptığım her sanatçı, küratöre sorduğum gibi NFT-sanat tarihi ilişkisini Süleyman Yılmaz’a da sordum. Aslında röportajın tamamında verdiği cevaplardaki eserin konumu sanatçının sanat tarihi ile bağlantılarını ortaya koyar halde.

Bir estetik pratiğin yaratımıyla, yenilik mevzusu tüm bunlardan ayrı yerde değil.

O halde Süleyman Yılmaz’la yaptığım dikkat çekici söyleşiye bağlanalım.

Nitekim sanatçının bakışında beliren derinlik döne döne tekrar okunacak seviyede arşiv olma niteliği taşıyor.

Süleyman Yılmaz

Bir söyleşinizde “Dijital artist demek hem ciddi bir artistik bir yükünüz var, artistik bir yetenek istiyor ama bir yandan da bir o kadar teknik bir karakter olmanız gerekiyor.” diyorsunuz. Eserin konumunda teknik ile içerik birbirine dolaşıktır. Birini diğerinden ayırt edemeyiz. Bu durum dijital sahada eser üretenler için de geçerli. İkisinin dengesini kurma konusunda siz ne düşünüyorsunuz?

Bunu daha iyi algılayabilmek için geleneksel sanata bakmanın yardımı olabileceğini düşünüyorum.

Mesela kendine ham madde olarak mermeri seçmiş bir heykeltraşı ele alalım, temel sanat eğitimini aldıktan sonra, araştırmalarını yapıp kendi tekniğini oturttuktan sonra teknik konulara neredeyse bir daha hiç dönmemek üzere kapatıp, kendini, ifade etmek istediği cümlelere, yeni ifade biçimlerine, kompozisyonlara, renklere, biçimlere ve sanatı sanat yapan konular deryasına bırakır.

Çünkü mermerin doğası yüzyıllardır aynı ve çok uzun zamanlardır mermeri el aletleri ile işliyoruz. Belki bugünlerde elektrikli el aletleri kullanıyoruz ama yine de mermerin doğası hiç değişmiyor. Fikrin geliştirilmesi, eskizler, birkaç deneme ve sonra mermerle geçirilen uzun süreler.

Fakat dijital sanat için süreçler pek böyle işlemez. Çünkü temel olarak dijital sanatlar içinde mikro işlemci olan elektronik aletler ile yapılır. Yani teknolojiyi kullanarak yapılan bir sanat türü. Teknolojiyi kendinize ham madde olarak aldığınızda, elinize aldığınız ham maddenin sürekli yapısal değişiklikler gösterebilen bir malzeme olduğu gerçeği ile yüzleşmeniz gerekiyor.

Mesela mermer, milyonlarca yıldır aynı mineral yapısında ama bugün bizim kullandığımız teknolojiler son 10 sene içerisinde bile neredeyse baştan yaratıldı. Kullandığımız el aletlerimiz yok evet, ama kullandığımız yazılımlar sürekli gelişiyor ve değişiyor.

Teknoloji sürekli bizi ve üretim biçimlerimizi değişime zorluyor. Yeni teknolojiler yeni estetikler ve yepyeni süreçleri tanımlayıp önümüze getiriyor.

Dolayısı ile benim kariyerimde teknik olarak öğrenme yüküm hiçbir zaman azalmadı.

Ben kişisel olarak buna bayılıyorum, bu beni sürekli taze ve heyecanlı tutuyor. Sürekli yeni araç gereçler deneyebiliyor olmak, denemek yanılmak, bir şeylerde kendimi tekrar amatör hissetmek, beynimin afallaması ve öğrenmek için algılarımın açıldığını hissetmek , benim için yaratıcılığın anahtarı.

Tabii ki her dijital sanatçı için aynı süreçler geçerli olmayabilir. 

Ben kendimi bir sanat icracısı değil de daha çok sanatı inove eden bir sanat inovasyoncusu gibi görüyorum.

Sanatında diğer tüm endüstriler gibi teknolojiyi yakalamasını ve varlığını dünya ile uyum içinde ve zamanın ruhundan beslenen bir yapıda olması gerektiğine inanıyorum.

Home Away

NFTIFY’da röportaj yaptığım herkese özellikle sorduğum bir soru var. Size de sormak isterim: NFT sizce sanat tarihinde kırılma yarattı mı?

Aslında sanat ile, zamanın ruhunu bir araya getirdiği için bence çok önemli bir sanat inovasyonu olarak tanımlayabiliriz.

Sanat tarihin her anında bir “trading”- “değiş-tokuş” objesi olarak vardı.

Dijital sanat ve dijital asset’lerin dağıtımı ile ilgili bu güvenli değiş-tokuş platformlarına alt yapı sağladığı için tarihte kendine güzel bir yer bulabileceğine inanıyorum.

Yenilik çok boyutlu bir kelime. Kimi zaman sözcük trendlere gönderme yapan kıvama da gelebiliyor. Söz konusu durumda ise esere dışarıdan dayatılan konummuş gibi gözükebiliyor. Sizin için yenilik ne demek?

Kişisel olarak, bir eseri kritik ederken: Eserin teması, estetik dili, sergilenme biçimi, sanatçının geçmiş işleri, kullanılan teknik, hitap ettiği kitle, seçilen medium/ domain, seçilen dil gibi birçok alandan incelemeye gayret gösteriyorum.

Bu alanların herhangi birinde sanatçı yeni bir şey denediyse bile benim için o yenilikçi bir eser olabiliyor. Mesela Picasso’nun politik bir eser üretmesi, eserin kompozisyonu, dili, sergileme biçimi olarak yenilikçi hiçbir şey olmamasına rağmen benim için yenilikçi bir yaklaşımdı.

Dolayısıyla sanki “yenilik kulvarı” diye bir kulvar varmışta, tüm sanatçılar bu aynı yenilik kulvarında yarışıyormuş gibi düşünmemek gerek. Tüm sanatçılar kendi kulvarlarında yeni şeyler yapmaya çalışıyor.

Bir yandan bu kelimenin sanata pek yakışmadığına inanıyorum. Çünkü nerden baksanız bir kıyaslama sıfatı, girişimcilerin çok sevdiği bir kelime ama sanatçılar aslında birbiri ile yenilik yarışına girmezler. Sanatçılar kendilerini ifade etmek isterler.

Eğer bu ifade bir yenilik, bir teknoloji gerektiriyorsa yeniliği kullanabilirler. Ama doğrusu benim almaya çalıştığım bir madalya değil. Ben’in “anlamlı” madalyasının peşindeyim sanırım. Dediğim gibi yenilik dijital sanatın ham maddesinde gömülü.

Aramamıza bile gerek yok, o bizi buluyor. Bunu hep yapıyor.

Ben mesajlarıma, duygulara ve insanlara olan etkilerine odaklanıyorum.

Everything Has An End

Neden kendinize ‘dijital sanatçı’ demek yerine sadece ‘sanatçı’ demeyi tercih ediyorsunuz?

Çünkü etrafta bir mikro işlemci ya da elektrik yokken de sanat yapma arzumda bir değişiklik olmuyor. Resim de çiziyorum, heykel de yapıyorum, piyano ile bestelerde üretiyorum. Bu alanlarda yine eserler üretiyorum. Ama her sanatçı en iyi bildiği dilde kendini ifade etmek ister. Benim en iyi bildiğim dil dijital. Doğma büyüme dijitalliyim diyebilirim. Yaklaşık 20 yıldır Commador64’ten beri dijital ortamlarda animasyonlar üretmeye bir şeyler anlatmaya çalışıyorum.

O yüzden dijital eserler üretme konusunda kendimi rahat hissediyorum. Ama bilgisayarların olmadığı post apokaliptik bir realitenin içinde olsak yine bir yerlerde bir şeylerle sanat yapıyor olacaktım. O yüzden ben sadece sanatçıyım.

Buna yine güncel bir perspektiften bakalım: Mesela bilgisayarda dijital programlar kullanarak bina çizen bir mimar kendine dijital mimar diyor mu?

Bu aralar üzerinde çalıştığınız eser ya da sergi projeniz var mı? Gelecek planlarınız neler?

Tabii ki var, Son dönem iklim konuları ile ilgili ciddi bir sorumluluk hissediyorum, bu post-truth dünyada gerçek bilgilere ulaşmaya çalışıp, ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorum. Okuyup öğrendikçe bununla ilgili bir şeyler yapma arzum ateşleniyor.

Şu ara ekibimle beraber dört parçadan oluşan ve tamamı iklim verilerinin sanatsal bir çevirisi niteliğinde olan “Based On a True Story” sergisi üzerine çalışıyoruz.

Geleceğin çok puslu olduğu bu coğrafyalarda elimizden geldiğince umut ve ilham vermeye gayret ederek üretmeye devam edebilmeyi planlıyoruz.

Önceki

Kral Charles'ın Taç Giyme Töreninde Basılacak NFT'lerden "Cesur Yeni Dünya"ya NFT Haberleri & Projeleri...

Sonraki

Dijital tasarımlarıyla öne çıkan çok yönlü sanatçı Murat Fırat ile tanışın

Related Posts
Devamını Oku

Metaverse, Queer ve Dijital Kültür Üzerine Diyaloglar

İlker Cihan Biner, Atakan Yorulmaz ile toplumsal cinsiyet ile avatarlar arasındaki ilişkilerden Antik Yunan'dan bugüne teknolojik bakışları etkileyen meseleleri odağına alan bir söyleşi gerçekleştirdi.
Devamını Oku

Art Basel Miami´de Kadın Sesleri

Ümit Sural bu ayki yazısında Art Basel Miami'yi ele alıyor. Art Basel'deki Web3, Nft, yapay zekâ gibi yenilikçi girişimlerin karşılığını değerlendiriyor.
Devamını Oku

Yapay Zekâ Paradoksu

Ümit Sural, DALL-E VE Midjourney tecrübelerini sanatçı gözünden aktarıyor.
Total
0
Share