NFT Dünyasının Organikleşmesi

Ümit Sural bu ayki yazısında NFT dünyası ile gerçek dünya arasındaki etkileşimlere ve yarattığı dönüşümlere değiniyor.

Ümit Sural

NFT dünyasının içeriği sanılanın aksine gün geçtikçe değişiyor. Bu dünyanın erkekler için güçlü bir finans aracı olduğu fikri, her geçen gün gerçekte daha az temel bulan şişirilmiş bir klişedir. Bununla birlikte, bu inatçı algı, inkâr edilemez bir şekilde güçlü olmaya devam ediyor. Bunun temel nedeni NFT dünyası denilince akla ilk gelenin kripto paralar olması da doğal olarak NFT dünyasındaki organikleşmeyi yavaşlatıyor.

Organikleşme derken, NFT dünyası ile gerçek dünya arasındaki etkileşimleri ve yarattığı dönüşümleri dikkate almak lazım. Bu etkileşimlerin en başında da tabii ki duyarlılık geliyor. Yani yaratıcıların kimlikleri ve yaratılan ürünlerin salt para olarak algılanmasının dışında, sanat izleyicilerini nasıl etkilediğini konuşmaya başlamak lazım. Tam da bu iki konuyla ilgili yakın zamanda küçük adımlar atılmaya başladı.

Hemen hemen her alanda veya endüstride kadınlar için var olmanın zorluğu ne yazık ki yeni bir şey değil. Bu nedenle Web3 topluluğunun, alanı ileriye götürenleri sadece geçmişe bakıldığında değil, sürecin içinde de varlıklarını kabul etmesi çok önemli. Tarihe bakıldığında kadınların katkıları olmadan yazılım ve teknoloji dünyasının bu kadar gelişmesi mümkün olmayacağı gibi, Web3’ün ilk günleri de sayısız yenilikçi kadının katkıları olmadan geliştirilemez ve bu asla unutulmaması ve desteklenmesi gereken bir durum.

Daha önce Art Basel´de bahsettiğim bu konuyla ilgili yeni bir adım, Barbie ve Boss Beauties bir iş birliği yaparak NFT dünyasına daha fazla kadın getirmeyi amaçlayan ortak bir dijital koleksiyon projesini duyurması oldu. Yakın zamanda Barbie filminin sinemalarda gösterime gireceği düşünülürse, bunun bir reklam stratejisi olma ihtimaliyle beraber, projenin derinliği bir hayli ilginç. Barbie serisindeki 250 kariyeri kutlayan Flow tabanlı NFT koleksiyonu, kadın ve kız çocuklarına her şeyi başarabileceklerine inanmaları için ilham vermeyi amaçlıyor. Barbie ve Boss Beauties’in imza stillerini birleştiren koleksiyon, sanatçılar, astronotlar, CEO’lar, doktorlar, evcil hayvan veterinerleri ve pilotlar gibi kariyer özelliklerini içeriyor ve amaç 1 milyon kadını Web3 dünyası ile tanıştırmak.

Diğer bir tarafta, Brunel Üniversitesi, Metaverse’in engelli insanlara günlük yaşamlarında nasıl yardımcı olabileceğini keşfetmek için Cambridge ve Meta ile güçlerini birleştirdi. Mühendislik ve Fizik Bilimleri Araştırma Konseyi tarafından finanse edilen milyon dolarlık proje, yaşamları yaş, hastalık veya engellilikten etkilenen insanlar için Metaverse’in nasıl erişilebilir hale getirilebileceğini araştıracak.

Sosyal Sanal Gerçeklik olarak adlandırılan proje, sanal dünyanın engelli insanlar için nasıl daha kapsayıcı ve erişilebilir olabileceğini araştırmayı ve fiziksel dünyada karşılaştıkları sorunların üstesinden gelmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Araştırmacılar, Metaverse’in oyun alanını eşitlemek ve engelli insanlara herkesle aynı fırsatları vermek için bir araç olarak nasıl kullanılabileceğini keşfetmek istiyor.

Bu proje hemen akla, sanatçılar ne zaman engelliler için NFT çalışmalarına başlayacak sorusunu getiriyor. Evet, NFT dünyasında eserler yaratan engelli sanatçılar var fakat hala özellikle engelliler için yapılmış olan bir proje henüz duyulmadı.

Dikkati çeken bir diğer gelişme ise Coinbase´in, PEPE memeçoin’in maskotu Kurbağa Pepe’yi alternatif sağla ilişkili bir nefret sembolü olarak etiketlemesiyle ortaya çıkan tartışma. Bu durum Coinbaseín hatalı olup olmamasından ziyade, daha çok kültürel sembolleri çevreleyen söylemde etik olarak gezinen borsaların ve diğer önde gelen platformların sorumlulukları hakkında. Çünkü platformlar sadece, NFT’lerin satışından elde edilecek gelirden daha fazla sorumluluğa sahip olmalı. Bu tartışmanın güzel tarafı; pasif durumdaki NFT alıcılarının ve üreticilerinin gene başka bir sosyal medya platformu olan Twitter üzerinde bir araya gelerek, trend olan “#DeleteCoinbase” haştag’iyle Coinbase’i boykot etme çağrıları insanları aktif hale getirerek, NFT dünyasını organikleştirmeye devam ettiriyor. Sosyal medya üzerinden bu tarzda yapılan boykotlar artık gerçek etkisini yaratıyor. Ve bu boykot çoktan Coinbase´in dikkatini çekmiş demek ki, şirketten hemen bir özür tweeti gelirken, kurbağanın yaratıcısı Matt Furie, sembolü geri almak amacıyla ADL ile işbirliği içinde #SavePepe kampanyasını bile oluşturdu.

İnsanların, hakkında büyük ön yargıya sahip oldukları NFT dünyasının salt sanal bir yenilikten ziyade, yaşayan-organik bir platforma dönüşmesi için bunun gibi insan duygularını harekete geçiren hareketlere, daha fazla sosyal duyarlılık içeren projelere ihtiyacı var. Dilerim her geçen gün bunlar gibi gelişmeleri daha çok ekranlarımızda görürürüz ve bir parçası oluruz.

Önceki

Dijital Sanat Dünyasından Yeni Sergiler, NFT Projeleri ve Sanal Alemdeki İş Birlikleri... Haftanın NFT Gündemi Burada...

Sonraki
Hatiş

Metaforlarla Oluşturduğu Dünyayı Dijital Sanatla Yansıtan Sanatçı Hatiş'le Tanışın!

Related Posts
Total
0
Share