Kreatif Dünyada Bir Mimar: Ceren Arslan

Esin Hamamcı, dijital sanatçı ve Kelly Wearstler Stüdyosu’nda konsept tasarımcısı olan, Archdaily Görselleştirme Ödülü’nü kazanan mimari tasarımcı Ceren Arslan ile konuştu.

Mimarlık ve dijital sanat alanlarında üretimlerinize devam ediyorsunuz. Çizimle olan ilişkiniz nasıl başladı?
Kendimi hep kreatif dünyanın bir parçası olarak gördüm. Hikaye anlatmayı ve yazmayı çocukluğumdan beri çok severim ve bunu mekanlarda bulduğumu düşünüyorum. Kendimi kelimeler dışında en iyi ifade ettiğim ortam dijital ortamda yarattığım mekanlar. Bunları çizerken hikayelerini yazmaktan çok keyif oluyorum. Sanırım kalem ve kağıtla oynamam çok
küçükken, yaklaşık 6 yaşındayken başladı ve şu anda bile yanımdan sketchbookumu ayırmıyorum.

EXIT-Green Suede Walls for the Basketball Court

Los Angeles’a Kelly Wearstler ofisinde konsept tasarımcısı olarak çalıştınız. Sonrasında kendi ajansınızı kurdunuz. Eğitim ve kariyerinizin çoğunlukla Amerika’da ilerlediğini söyleyebiliriz. Bu hikaye nasıl başladı?

Üniversiteyi Pratt Institute’da Mimarlık Bölümü’nde okudum. Pratt, Amerika’nın en köklü mimarlık ve sanat okullarından birisi. Buradaki serüvenimi tamamladıktan sonra 5 sene mesleğimi gerçekleştirmek üzere mimarlık şirketlerinde calıştım, bunlardan son durak Kelly Wearstler’in stüdyosuydu. Kurumsal bir mimarlık şirketinde çalışırken tarzına özgün kendi
tasarımlarımı yaratmaya başladım. Sergi ve yayınlar aracılığıyla tasarımlarımın paylaşılması yoluyla bir sure sonra Kelly Wearstler gibi tasarımcılarin dikkatini çekmeye başladım. New York’ta yaşıyordum, ancak Kelly’yle tanışınca Los Angeles’taki stüdyosuna katılmak istedim. Şimdi de tekrardan New York’tayım ve Bureau Betak’ta calışıyorum.

EXIT-The Bust of Barones

EXIT adlı bir sanat projeniz var. Burada set tasarımından kreatif prodüksiyona birçok üretimler yapmaktasınız. EXIT projenizden biraz bahsetmek ister misiniz? Bu proje kapsamında hangi işlere imza attınız?

EXIT, sizin de belirttiğiniz gibi, set tasarımından kreatif prodüksiyona ve deneyimsel mekanlara kadar birçok disiplini kapsayan mimari konsept, mekansal tasarım ve hikaye anlatımı odaklı bir sanat projesidir. Her EXIT, kendine özgü mimari bir dil ve sıra dışı bir düşünceyle temsil edilen bir konsepti ele alır ve kişiyi alışagelmişin dışında heyecan verici
mekanlara taşır. Gerçeklikten kaçış fikrine odaklanan EXIT, neo-brütalist mimari tarzını benimseyerek hem dijital hem de fiziksel ortamda kapsamlı bir mimari katalogdur.


Bu proje kapsamında birçok marka ve sanatçıyla iş yapma fırsatı elde ettim. Ürün tasarımcılarından müzik sektörüne birçok isimle ortak çalışıp (Don Julio, LVMH, Carlita, DJ Tennis, Pietro Franchescini, Blockbar etc.) EXIT’in fiziksel prodüksiyonlarını NYC x Design, Miami Music Week, Coachella ve NFTNYC gibi etkinliklerde sergileme fırsatı buldum.

Bir projeyi geliştirirken, onun hikayesini kurgularken dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir?

Bir tasarımı geliştirirken öncelikle onunla anlatmak istediğim hikayeye odaklanıyorum. Materyalinden, formuna yarattığım imajın gözlemleyen üzerinde bir duygu yaratmasına öncelik veriyorum. Bu da tam olarak benim “wow effect” diye nitelendirdiğim bir konsept. Bu mekanla nasıl bir hikaye anlatıyoruz? Odak kitlemiz kim? Neyi değiştirmek istiyoruz? gibi sorulara yanıt arıyorum. Hikaye oluştuktan sonra da görsel hikayeleştirmeye odaklanıyorum.

EXIT-Red Velvet Stair Brulee

Design Week’in düzenlediği, Archdaily jürisi tarafından Mimari Görselleştirme Ödülü’ne layık görüldünüz. Bu ödülün sizin için anlamı nedir?

Archdaily Görselleştirme Ödülü’nü almadan önce, dergiyle bireysel bir röportaj yapmıştım ve onların aracılığıyla EXIT’i tanıtma fırsatı bulmuştum. Binlerce başvuru arasından 8 mimarın ödüle layık görmesi beni hem gururlandırdı hem de mimari görselleşirmenin sektörde aldığı yerin önemini gösterdi. Birbirinden başarılı görselleştirmelerle anlatılan hikayelerin konseptleri günümüzde mimarisinde bulamadığımız bir derinlikteydi ve bu yüzden bu ödüle layık görülmekten çok gurur duyuyorum.

EXIT-Waldo 3

Mimari görselleştirme üzerine Türkiye ve Amerika’yı kıyaslamanızı istesek nasıl farklar göze çarpar?

Mimari görselleştirme belli bir coğrafyaya veya kültüre ait olmadan zaman geçtikçe hızlıca popülerleşmeye başladı. Özellikle imajın güçlü bir konsept haline gelmesi, buna görsel içeriği zengin, Instagram, Pinterest gibi, platformların destek vermesiyle, görselleştirme araçlarının kullanılması günden güne daha da yaygınlaşıyor. Amerika’da okuyup calıştığım için buna sektörle aynı zamanda şahit olmaya başladım ve bunun da islerimdeki katkısını gördüm. Çeşitli softwareler, uygulama alanları ve inovasyonun bir parçası olabildiğimi hissediyorum. Avrupa ve Güney Amerika da çok uzak kalmış durumda değil. Türkiye’den söz edersek mimari görsellestirmek henüz yeni bir konsept ancak bunun tohumlarının ekildiğini görmek çok sevindirici.

Bu alanda gelecekte bizleri neler bekliyor?

Mimari görselleştirme alanında gelişen teknolojiyle büyük bir değişim olacağına inanıyorum. Öncelikle, gerçek zamanlı görselleştirmenin ve AR’in daha yaygın hale geleceğini, tasarımcıların ve müşterilerin etkileşimli deneyimler yaşayacaklarını düşünüyorum. Aynı zamanda Artificial Intelligence kimi için korkutucu duyulsa da, yaratıcı kesimler için dataya erişim ve photo-realistik görselleştirmeler adına endüstri için önemli dönüm noktalarından olacak. Bunun temelinde de alışageldiğimiz üretim teknikleri yerine projelerin daha immersif ve kollaboratif, data bazlı olmasından kaynaklanacağını düşünüyorum.

EXIT-Closet

Sizin için doğru bir tasarımın tanımı nedir? Tasarımda işlevsel olmak ve göze hitap edecek estetikte olmak nasıl bir dengede olmalıdır?

Bence iyi bir tasarım, işlevsel ve görsel unsurları dengede tutar. İşlevsellik, kullanıcının ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayabilmesini sağlarken, görsel estetik, kullanıcıda duygu oluşturmalı ve kullanıcının deneyimini zenginleştirmelidir. Tasarımda bu dengeyi sağlamak, kullanıcıların hem pratik hem de keyifli bir deneyim yaşamasını sağlayacaktır.

Dijital tasarım alanında dünya trendlerini değerlendirmenizi istesem, nasıl bir anlayışın hakim olduğundan söz edebilirsiniz?
Dijital tasarım, genel olarak kreatif tasarımı belki 10 belki de daha fazla sene ileriye götürdü. Tasarım ortamında sınırların olmaması, gerçekliğe bağlı kalmayarak yaratıcılığın ön plana çıkmasıyla, şişen koltuklar, suda batmayan evler, katlanan arabalar görmeye başladık. Daha çok animasyonlarda veya çizgi filmlerinde gördüğümüz yaratıcılıkları artık mesleki profesyonellerin uyarlamasıyla tekrardan gözlemliyoruz. Reklam veya konsept proje bazında foto-realistic gerçekliklerle tasarlanılmış gerçeküstü mekanların uygulamadaki yaratıcılığa büyük etkisi olduğunu ve olacağını düşünüyorum.

Metaverse mimarlığı üzerine neler söylemek istersiniz? Sizce nasıl bir noktaya evriliyor?

Metaverse’i sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, 3D grafikler ve diğer dijital teknolojilerin birleşimiyle oluşturulan; insanların etkileşime geçebileceği, iş yapabileceği, eğlenebileceği ve keşfedebileceği bir dijital evren olarak düşünülebiliriz. Metaverse mimarlığı ise bu dijital evrenin fiziksel ve sanal öğelerini bir araya getirerek ve kullanıcı deneyimini optimize ederek mekan yaratır. Gelecekte ise metaverse’in her kullanıcının tercihlerine ve ihtiyaçlarına uygun
olarak şekillendirilebilen kişiselleştirilmiş evrenler sunacağını düşünüyorum. Mimarlar, kullanıcıların metaverse içinde kendilerini ifade edebilecekleri ve evlerini tasarlayabilecekleri araçlar geliştirecek. Aynı zamanda eğlence ve ticaret sektörü de bu evrene taşınıp etkileşimli sanat etkinlikleri (sanal konserler, sanal müzeler vb. ) ve dünyaca ünlü markaların dijital halini de bu evrende göreceğiz. Şu anda hala test aşamasında olmasına rağmen, metaverse’ün başarılı bir şekilde uygulandığının örneklerine sahibiz.

NFT’lerin tasarıma ve mimari etkisi sizce ne olacak?
NFT’ler, konsept tasarımcılar, dijital sanatçılar ve üreticilerin kalıcı ve tescilli ürünler ortaya çıkarmasına aracı oluyor. Alışageldigimiz resim, heykel gibi 1:1 sanat parçalarının aksine, dijital ortamda üretilen ürünlerin kalıcılaştırmasına ön ayak olduğunu görüyoruz. Bununla beraber dijital mekanların tasarımında ve dekorasyonunda kullanılmasıyla bir mimari
tasarımcı, NFT formatında dijital mekanlar oluşturabilir ve bunları satışa sunabilir. Bu, kullanıcıların sanal ortamlarda farklı mekanları keşfetmesini ve kişiselleştirmesini sağlayabilir. Aynı zamanda NFT’lerin kullanımı tasarımcıları daha yenilikçi ve deneysel projeler yapmaya da teşvik edebilir.

Önceki

Jackson Pollock'un Yeni NFT Koleksiyonu Modernist Resmi Söküyor

Sonraki

Ezra Igor'un Nifty Gateway Küratörlüğündeki İlk Koleksiyonu FUD Yayında! 

Related Posts
Devamını Oku

Metaverse, Queer ve Dijital Kültür Üzerine Diyaloglar

İlker Cihan Biner, Atakan Yorulmaz ile toplumsal cinsiyet ile avatarlar arasındaki ilişkilerden Antik Yunan'dan bugüne teknolojik bakışları etkileyen meseleleri odağına alan bir söyleşi gerçekleştirdi.
Total
0
Share