“Öz kavramı her zaman kapılar ardındadır, gizli olur ve beden kaçınılmaz hep döneceğimiz noktadadır.”

Esin Hamamcı, Elif Gül Kurt ile sanat, beden ve dijitalleşme üzerine konuştu.

Esin Hamamcı, Elif Gül Kurt ile sanat, beden ve dijitalleşme üzerine konuştu.

Resim yapma yolculuğunuz nasıl başladı?

Şu zamanda başladı diyemem. Sanatçının kendini ifade etme arayışı her zaman var olur, bu nedenle üretme isteği de seninle olmaya başlar. Bunu anladığın an başka bir yol kalmaz, her anı izler ve kaydetmek istersin. Sürekli çevremi izliyor ve ne zaman kendimle baş başa kalsam hayallerimdeki imgeleri dolabıma, defterlere ya da ellerime karalamaya başlamıştım. Ardından kendimi güzel sanatlar lisesinde buldum. Bu süreçte, kim olduğunu bulmak ve bir tanıma sığdırmak çok zordur. Kalıplardan sıyrılıp yalnız kalmak ve bunları irdelemek gerekir. Yaratım sürecinde kimliğimize dair birçok ipucu belirir ve aslında başından beri sana göz kırpar. Öz değerine ve amacının ne olduğunu bulmak yıllar alır. İşte bu noktada pratik önem kazanır. Düşünmek ve rahatlamak için resim yaparken bulurdum kendimi. Yıllar içerisinde de bağlantılar bana tek tek cevapları vermeye başladı.

Empathetic

Eserlerinizde beden normları üzerinde duruyorsunuz? Beden üzerine düşündüren motivasyon nedir?

Öz kavramına olan araştırmalarım ve ilgim ile başladı aslında. Lisans döneminde okumalar ve araştırmalarımla en son Umberto Eco’nun Çirkinliğin Tarihi kitabını okumuştum. Ardından spontane gelişen işlerimdeki cevapları tek tek almaya başladım. Öz kavramı her zaman kapılar ardındadır, gizli olur ve beden kaçınılmaz hep döneceğimiz noktadadır. Bilinçdışı durumlar, bedenin güçsüzlüğü ile beraber iyileşme çabası ve var olduğunu her seferinde göstermesi…Disiplinin ya da kavramın ne olursa olsun bedenin hep bir savaş halindedir. Herkesin kabul gördüğü ve kendini ifade edebildiği bir dünyada eminim ki her şey daha güzel olabilir. Bu yüzden öz kavramının önemini vurgulamak adına bedenlere ve özellikle portrelere odaklanıyorum.

Beden normları yansıtmak için tercih ettiğiniz teknikler nelerdir?

Yıllardır karışık teknikle çalışmayı çok sevmişimdir. Gördüğüm her malzeme benim için bir araç olabilir. Erasmus eğitimimde tuval bezim kalmadığından çarşafımı astar ile hazırlayıp kullanmıştım. Bazen buluntu malzemeler de kullanıyorum. Demek istediğim şu tekniği kullanıyorum diyemem, arayış asla son bulmuyor. Üretim süreci ne verirse almayı tercih ediyorum. Fakat yoğun olarak yağlı boyayı tercih ettim. Ardından oradan gelen disiplinimle yeni teknik ve farklı malzeme arayışlarım ile tekniklerim hala çeşitlilik göstermeye devam ediyor.

Dijital sanatla nasıl tanıştınız? Pratikleriniz nasıl başladı?

Alternatif yol arayışlarım hep vardı. Oyun sanatından, sahne tasarımına kadar ilgimi çeken alanlar ve denemelerim oluyordu. Yüksek lisans eğitimim ve seçtiğim tez konum ile beraber dijital sanatı yakından araştırıp denemeler yapmaya başladım. Bu süreçte gelenekselden gelen tavrımı korumaya çalışıyor ve onu aktaracak alternatif yollar arıyordum. Dijital sanat bana işlerimi sonuca ulaştırmak için güzel bir yol sundu.

Üretimleriniz geleneksel sanatlar üzerine de var olurken dijital sanat alanında da yer alıyorsunuz. Bu iki dal arasındaki tecrübeleriniz üzerine ne söylemek istersiniz? Çalışmalarınıza teknik ve kavramsal olarak nasıl yansıyor?

Disiplinlerarası olmak beni besleyen ve geliştiren bir yol. Bu durum geleneksel sanat alanındayken sürekli yeni malzeme arayışımla başladı. Dijital sanattaki ifade biçimimi geleneksel sanat alanındaki çalışmalarıma borçluyum. Dijital ürettiğim çoğu işim aslında gelenekselde ürettiğim bir eser ile birleşiyor. Birbirlerini destekliyor ve kendimi daha iyi ifade etmemi sağlıyor. İki alanda da birçok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Dediğim gibi ifade etme arayışlarının çeşitliliği sanatçıyı besler. Kalıplar bence genç bir sanatçıyı körelten bir durum olabilir. Bana göre sürekli irdelemeye devam edebilmeli ve ifade araçları arasında özgür olabilmelisin. İki alanda bana kavramsal açıdan birçok ipucu verdi. Burada önemli olan benim için her zaman estetik hazdan çok bıraktığı izdi.

Prejudice
d

NFT’ler üzerine ne düşünüyorsunuz?

Sanatçı, üretimlerini paylaşmak ve kabul görmek ister. NFT ile yeni bir dönem başladığını düşünüyorum. NFT ile eserin biricikliği ve belgelemeler sayesinde birçok sorunun ortadan kalkmasına sebep olduğunu düşünüyorum. Global ölçekte baktığımızda sanatçının kendi gibi düşünen insanlarla bir araya gelmesine olanak sağlıyor. Eğer sanatçı bu süreci doğru değerlendirirse kabul görür ve öz benliğine odaklanabilir. Belki çevrenizde sizi ve sanatınızı anlayanlar olmayabilir ama bu bir şeylerin yanlış olduğunu ifade etmez.

Disembodied
Futures
Disembodied
Futures

NFT olarak bir eser satışı yaptınız mı veya satın aldınız mı? Almayı düşünür müsünüz?

NFT hayatımıza dahil olduğundan beri uzun bir sindirme ve neler olduğunu anlama dönemindeydim. Bu yüzden aceleci davranmak istemedim. Bu ekosistem neler sağlıyor, kim neler yapıyor ve neler olabileceğini değerlendirdim. Ardından Galeri Muaf ile tanıştım. İletişim ve fikir birliğimiz oldukça benzerdi. Birlikte neler yapabiliriz, hangi projelerde yer almalıyız gibi konuları tek tek değerlendirdik. Bu sayede NFT tarafına ilk Muaf ile girdim ve süreç oldukça keyifli ilerliyor.

Önceki

Sanatçılar Blockchain'i Aldatabilir mi?

Sonraki

Damien Hirst, Yapay Zekâ Platformunu Tanıttı

Related Posts
Devamını Oku

Kreatif Dünyada Bir Mimar: Ceren Arslan

Esin Hamamcı, dijital sanatçı ve Kelly Wearstler Stüdyosu'nda konsept tasarımcısı olan, Archdaily Görselleştirme Ödülü'nü kazanan mimari tasarımcı Ceren Arslan ile konuştu.
Devamını Oku

Metaverse, Queer ve Dijital Kültür Üzerine Diyaloglar

İlker Cihan Biner, Atakan Yorulmaz ile toplumsal cinsiyet ile avatarlar arasındaki ilişkilerden Antik Yunan'dan bugüne teknolojik bakışları etkileyen meseleleri odağına alan bir söyleşi gerçekleştirdi.
Total
0
Share