Dijital Yayıncılık, NFT ve Metaverse üzerine diyaloglar…

İlker Cihan Biner, Art Unlimited Genel Yayın Yönetmeni Merve Akar Akgün ile NFT, Metaverse gibi dijital kültüre dair yayıncılık anlayışı üzerine konuştu.

İlker Cihan Biner

Art Unlimited dijital ve matbu sahalarda güncel sanata dair yayın yapan bir kurum. Aynı zamanda bu alanda gündemler yaratma gücüne sahip. Örneğin; Art Unlimited’ın web sitesinde Selçuk Artut’un kaleme aldığı NFT ve Metaverse yazı dizilerinin* çok okunduğunun özellikle altını çizmek isterim.

Ben de yayının genel yayın yönetmeni olan Merve Akar Akgün ile dijital mecralardaki politikalarını konuşmak istedim.

Ayrıca Art Unlimited‘ın NFT, Metaverse gibi mevzulardaki konumunu işaret etmek memleketteki dijital algıların ne derece derinleştiğiyle ilişkili bir gösterge sunabilir.

Lafı uzatmadan Merve Akar Akgün’e bağlanalım. Art Unlimited’ın dijital serüvenini ondan dinleyelim.

Merve Akar Akgün
(Fotoğraf: Münevver Göçmen)

Art Unlimited matbu derginin yanında dijital olarak da varlığını sürdüren bir yayın. Dijital yayıncılığın imkânlarından bahseder misiniz?

Art Unlimited 2006 yılında sadece matbu olarak yayımlanmak üzere kurulmuş ve 2016 yılına dek bu şekilde devam etmiş, artık rahatça köklü olarak tanımlayabileceğimiz bir yayın. 2015 yılından bu yana genel yayın yönetmenliğini üstlendiğim bu yapının öncelikle yayıncılık frekansını ve yaygınlığını değiştirmek istedim. Bu hem “sanat” alanı haricinde yayın eksikliğini hissettiğimiz başka alanlara da yayılmak hem daha fazla yayın üretmek hem de okura daha sık ulaşmak demekti. Öncelikle yılda 5 defa yayımlanan Art Unlimited’ı yılda 6 sayıya çıkardık. Ardından Design Unlimited, Architecture Unlimited, Limited, Untitled gibi ek yayınları yıllık farklı frekanslarda yayımlanmak üzere oluşturduk. Ama en önemlisi, senin de sorunda sorduğun üzere okura daha sık ulaşabilmek adına dergi grubunun çevrimiçi ayağını kurduk. İstanbul odağında Türkiye’de sanat yılda 6 defa yayımlanan bir derginin kapsayamayacağı kadar zengin. Önüme o kadar iyi yazılar geliyordu ki basılı yayına bekletmek hem durumu hantallaştırıyor hem de biriken tüm içerikler basılı yayını satüre ediyordu. 2015’i 2016’ya bağlayan dönemlerde okurlarımıza bir yılbaşı hediyesi niyetine “10 güne 10 yazı” başlıklı web sitemizde yayınladığımız bir seriyi newsletter servisi aracılığıyla gönderdik. Bu yazılar o kadar çok okundu ve paylaşıldı ki artık sistematik bir çevrimiçi yayıncılık yapmak şart oldu. Küçük ekibimizle şartları sonuna kadar zorlayarak “her güne bir yazı”yı oluşturduk. Burada amaç okurlarımıza basılı yayın haricinde her gün yeni bir içerik ulaştırabilmekti. Dijital yayıncılığın basılı yayıncılıktan çok farklı imkanları bulunuyor. Bunların en önemlisi hız. Dijitalde yayınlanan bir yazının okura ulaşma hızı ile basılı dergilerin ulaşma hızı arasında ciddi bir fark bulunuyor. Bu hız yazının bir yerde daha çok okunmasına da sebebiyet veriyor çünkü hızla ulaşan yazı aynı hızla -büyük ihtimalle- paylaşılıyor da… Bu paylaşım fikir alışverişlerine ve etkileşime sebep oluyor ki bizim de en çok arzu ettiğimiz durum bu: Yayınladıklarımızın etki yaratması, insanlara dokunması ve onlara yeni perspektifler açması.

Dijitalde olmanın en büyük destekçisi sosyal medya uygulamaları ve arama motorlarının verimli kullanımı. Arşiv tutmak ve geriye dönük içerik aramak da basılıya göre -yine- daha hızlı diyebiliriz.

Çağımızın kelimesi olan “hız” burada da karşımıza çıkıyor işte. Hep daha hızlı olmamız gerekiyor ya… Bir de editörler için dijital yayıncılığın en büyük nimetlerinden biri olan ivedilikle düzelti yapma durumu var. (Gülüyor). 

NFT, Metaverse ya da dijital kültüre dair Art Unlimited‘ın nasıl bir yayın politikası var? Örneğin; bu alanlarda sanatla ilgili olarak da spekülatif çalışmalar oluyor. Çıkan haberler ya da eleştirilerle ilgili akış oluşturmak zor oluyor mu?

Sorduğun sorunun çok net bir yanıtı var aslında, evet! Unlimited her zaman sanata değen “her şeye” yaklaşır ve anlamak ister, bu doğrultuda da çalışır; araştırma yapar, soru sorar… Metaverse kavramı hayatımızda popüler bir alan kaplamaya başladığı itibaren sanat alanında da bu kavrama dair pek çok yazı yayınlanmaya başladı.

Bu yazıları çok dikkatli bir şekilde takip etmeye başladım. Bir süre sonra fark ettim ki bu yazılar genellikle sanat üzerine pek söz söylememiş ancak birden bu konu üzerine yazmaya başlamış isimlerden ibaret. Sonra hiçbir yazarın bu işin felsefesini yapmadığını ancak farklı çeşitlerde tanımlamalar yazdıklarını fark ettim. Merakım daha da arttı. Etrafta sürekli konuşulan ve herkesin birbirine sanki bir video oyunu anlatır gibi sadece bu anlamlar kümesinin ilişkilerini izah ettiğini idrak ettiğimde artık emin oldum. Unlimited’ta spekülatif hiçbir metin yayınlamayacak ve yine dikkatli bir şekilde yayınları takip etmeye devam edecektim. Ta ki Selçuk Artut ile biz yazı dizisi yayınlamak üzere anlaşıp okurlarımızı bu işin felsefesine dair düşünmeye davet edene dek… O günden bu yana takip etmeye devam ediyorum ve NFT piyasasının son derece spekülatif olduğundan artık eminim. İzlenen stratejilerin neredeyse hepsi piyasa ve yatırım odaklı, ortaya çıkan sanat eserlerinin akıbetini ise gelecek yıllarda hep birlikte gözlemleyeceğiz.
Fakat bütün bu söylediklerim NFT teknolojilerini kullanarak oluşturan yapıt sertifikalarını elbette kapsamıyor.

Art Unlimited’in Ocak-Şubat 2023 Kapağı.
(Kapakta: Fulya Çetin, Fotoğraf: Berk Kır.)

Güncel sanat ve NFT ile ilişkili çeşitli etkinliklerin yapıldığını görüyoruz. Sizce böyle konuşmaların, tartışmaların ne gibi faydaları oluyor?

Bütün bu tartışmalar aslında bu konunun zihnimizde oturmasına ve kafamızdaki soru işaretlerini masaya yatırmamıza vesile oluyor.

Geleceğe dair Metaverse’de bir Art Unlimited görecek miyiz?

Bu soruya olumlu ya da olumsuz yanıt verebilmek için hala daha zaman ihtiyacım var diyebilirim (gülüyor).

Yaklaşık yedi yıldır Art Unlimited emekçisiyim diyebilirim. Gerek dijital gerekse de matbu yayınlarda sayısız yazıya imza attım. Şöyle bir hayalim var: Yine yayının sayfalarında bana yoldaş olabilecek bir yapay zekâ yazar neden olmasın? Bu konuda fikirlerinizi merak ediyorum.

Sanat ilişkisinden arındırılmış şekilde ele alırsak ben kişisel olarak yapay zekaya karşı bir yerde durmuyorum. Bence günlük hayatta işlerimizi kolaylaştıran her noktada etik çerçevede yapay zekadan faydalanabiliriz. Hatta bence tüm mesele bu konuların etik boyutlarının ele alınmasında ve bir politika halinde resmi olarak yaşanabilmesinde yatıyor. Akademilerde bu alanda çalışan çok kıymetli insanlar var ancak halihazırda devletin yönetim mekanizmaları psikolojik ve teknik olarak konudan çok uzak görünüyorlar.

*Selçuk Artut’un yazı dizileri: https://www.unlimitedrag.com/post/nft-lestiremediklerimizden-miymissiniz

https://www.unlimitedrag.com/post/metaverse-te-insana-dair-meseleler

Önceki

Maddi Olmayan Mülkiyet: NFT'ler Türkiye'de İyi Tanınıyor!

Sonraki

Akbank Sanat'ın Nisan Ayı Programı Sanat Ekosistemini Bir Araya Getiriyor

Related Posts
Devamını Oku

Kreatif Dünyada Bir Mimar: Ceren Arslan

Esin Hamamcı, dijital sanatçı ve Kelly Wearstler Stüdyosu'nda konsept tasarımcısı olan, Archdaily Görselleştirme Ödülü'nü kazanan mimari tasarımcı Ceren Arslan ile konuştu.
Devamını Oku

Metaverse, Queer ve Dijital Kültür Üzerine Diyaloglar

İlker Cihan Biner, Atakan Yorulmaz ile toplumsal cinsiyet ile avatarlar arasındaki ilişkilerden Antik Yunan'dan bugüne teknolojik bakışları etkileyen meseleleri odağına alan bir söyleşi gerçekleştirdi.
Total
0
Share