Mehmet Turgut: “Sanat bir nevi deliliktir…”

Esin Hamamcı, Mehmet Turgut ile “Rorschach, Art Is Insane” projesi ve NFT’nin imkânları üzerine konuştu.

Esin Hamamcı, Mehmet Turgut ile “Rorschach, Art Is Insane” projesi ve NFT’nin imkânları üzerine konuştu.

Psikiyatrist Hermann Rorschach’ın günümüzde kişilik testi olarak kullanılan Rorschach kartlarını ağır çekim fotoğraf tekniği ile birleştirerek, 43 parçadan oluşan yeni bir NFT koleksiyonuna imza attınız. Bu proje nasıl başladı anlatmak ister misiniz?

Hermann Rorschach’ın babası, Rorschach testinin yaratıcısı ressamdı. H. Rorschach babası gibi bir sanatçı olmayı düşünürken tıbbı seçip psikiyatri okudu. Küçük bir çocukken, mürekkep lekelerini boyamayı sevdiği için arkadaşları tarafından “kleck” (mürekkep lekesi) lakabıyla anılırdı. Anzieu ve Chabert gibi psikanalistler, araştırmalarında mürekkep lekelerinden bir test oluşturma fikrinin Leonardo da Vinci’ye dayandığını belirtiyorlar. Bu ilgimi çok çekti.

Rorschach, psikolojik testlerin belki de en ilginç olanı olduğu için filmlere, kitaplara ve birçok çizgi romana konu oldu. Ama bugüne kadar bu alanda ciddi bir sanat projesi yapılmaması dikkatimi çekti.

Foto manipülasyonlarla insanları şaşırtmayı sevdiğim için bu projeye başladım ve testin görsel şeklinden dolayı adını Rorschach, Art Is Insane (Rorschach, Sanat Deliliktir) koydum.

Proje SEED.Photo ortaklığıyla, 29 Temmuz’da İstanbul’da gerçekleşen dünya prömiyeriyle ilk adımını attı. SEED.Photo ile bu proje için nasıl bir uyum yakaladınız?

Daha önce birçok yerli ve yabancı dijital fotoğraf platformunda işlerim yer aldı. Seed.Photo’nun fotoğrafa bakışı ve sadece fotoğrafçılar özelinde bir NFT platformu olması sebebiyle dünya prömiyerini birlikte yapmaya karar verdik. “Platformun kurucu ortağı A. Atashkar’la bu proje özelinde bir iş birliği yaparak bu projeyi Seed.photo üzerinden çıktık ve kısa sürede meyvelerini toplamaya başladık.

Dünya prömiyerinden bahsetmek ister misiniz? Proje sanırım İstanbul ayağından sonra Londra’da ve Melbourne’da lansman yaptı. Peki nasıl karşılandı?

Geçtiğimiz aylarda New York’ta yapılan New York NFT Week’te düzenlenen etkinlikleri aratmayacak bir lansman partisi oldu. İşlerden ilk beşi büyük ekranlarda misafirlerle paylaşılarak açık arttırma ile satıldı. Londra ve Melbourne’de ben bulunamadım. Ama eminim ki; onlar da verimli geçmiştir.

Yılın başında Aslı Şafak ile İşin Aslı programına konuk olduğunuzda yeni bir NFT projenizden bahsetmiştiniz. Burada NFT’nin sanatçıların hakları için önemli bir adım olduğunu söylemiştiniz. Bu konuda şimdiki fikriniz nedir? Bir sanat eserini NFT olarak satmanın, sanatçı açısından artıları ve eksikleri nelerdir?

Halen aynı fikri savunuyorum. Sanatçılar, geçmiş dönemlerde yaptıkları işlerin, ikincil satışlarından belirli bir gelire sahip olamıyorlardı. Artık bu blockchain teknolojisi ile mümkün hale geldi. Sanatçılar verdikleri emeğin karşılığını, bu teknoloji sayesinde (ikincil el satışlardan gelen royalty -sadakat- gelirleri vasıtasıyla) almaya devam edebiliyorlar. Bence bu sanat açısından büyük bir devrim! Bu teknoloji çok yeni olduğu için zaman içerisinde eksilerini varsa göreceğiz.

Meta alemle birlikte dünya çapında yaşanan sanat algısının, anlayışının değişimine galeriler de ayak uyduruyor. Örneğin, özellikle NFT olarak sergi düzenleyen, bunu da listesine mutlaka dahil eden galeriler çoğalmaya başladı. NFT galerileri üzerine ne düşünüyorsunuz?

Geçtiğimiz aylarda New York’a yaptığım ziyaret vasıtasıyla birçok uluslararası galeriyi gezme fırsatım oldu. Galeriler konusunda orda gördüğüm ve en çok etkilendiğim şey, birçok geleneksel galerinin artık NFT’ye de yer ayırması ve hatta direk NFT galerileri açması olmuştu. Bunlara Philips ve Sotheby’s gibi galeri örnek verebilirim. Ayrıca NFT platformlarının ve özel galerilerin de kendi NFT galerileri olduğunu deneyimledim. Bunların sayısının gün geçtikçe daha da artacağına inanıyorum.

Meta alem’de, artırılmış gerçeklik veya genişletilmiş gerçeklik (XR) vasıtasıyla yaşatılan dijital sanat deneyimine, sanatı böyle farklı bir şekilde alımlamaya siz nasıl bakıyorsunuz?

Bunun yaratım sürecinde gerekli araçlardan birisi olduğunu düşünüyorum. Zaman içerisinde kullandığımız birçok teknik gibi yeri gelirse, bunun gibi teknikleri de projelerimize adapte edeceğiz.

Fotoğraflarınızı Web3 ortamında sergilemek sizin için nasıl bir deneyimdi?

Herhangi bir dijital ortamla sergilemekten çok farklı değil. Fakat web3 üzerinde sergilerken, buna sahip olan insanların aynı zamanda, çok kısa tabirle, işlerin dijital sertifikalarına sahip olması, hem benim hem de koleksiyonerler adına güvenilir bir deneyim.

Etkinlikte yaptığınız konuşmada, koleksiyon için “slow motion photography” olarak adlandırdığınız yeni bir teknikle fotoğraf çektiğinizi söylediniz. Bu tekniğin bu projede önemi nedir?

Bir önceki projem Harem’de ilk kez uyguladığım bu teknik, yüksek kalitede, uygun ışıkta ve yüksek kare çektiğim (high res & high fps)  , belki de zaman içerisinde fotoğraf literatürüne geçecek bir yenilik…  Koleksiyonerim, Google Earth’ün kurucusu Chikai’nin koleksiyonuna eklediği “Deep Silence” eseri için dediği gibi: “Bu bir fotoğraf ama yine de fotoğraf değil. Ben buna “ağır çekim fotoğrafçılığı” (slow motion photography) diyeceğim. Deep Silence “Derin Sessizlik” parçasına bakarsanız, ilk önce bunun durağan bir fotoğrafa yavaşça bir yakınlaştırma olduğunu düşünüyorsunuz. Ama kızın elini hareket ettirdiğini gördüğünüzde, bu nefesinizi kesiyor ve bunun video olduğunu anlıyorsunuz.”

Babası ressam olan Rorschach testinin yaratıcısı Hermann Rorschach, babasının yolundan gitmiyor ve psikiyatri eğitimi alıyor. Küçük bir çocukken mürekkep lekelerini kullanarak resim yapmaya devam ediyor. 1918’de ise iki ilgisini birleştirerek Rorschach kartlarını oluşturuyor. Bu kartlar şizofreni ve düşünce bozukluğu tetkikini yapmak için test olarak uygulanıyor. Bugün ise kişilik ve kişinin ana dinamiklerini analiz eden bir test olarak kullanılmakta. Siz projenin adını “Rorschach, Art is Insane” (Rorschach, Sanat Deliliktir)” olarak adlandırdınız. Sanatın delilik hâli ile olan bağı üzerine ne söylemek istersiniz?

Sanat, sözlük anlamı ile bir duygunun, tasarımın, güzelliğin vb. dışavurumunda, anlatımında kullanılan yöntemlerin tümüdür. Tabii, burada sıradan değil, sıra dışı bir anlatımdan bahsediyoruz, sınırların dışında farklı bir anlatımdan. Bu yüzden, sanat bir nevi deliliktir…

Psikologlar, psikiyatrlardan projeniz için nasıl bir dönüş aldınız? Onlar için oldukça ilgi çekici olmuş olmalı…

Projemizin danışmanı klinik psikiyatrist Murat Serkan Yıldırım’ın dediği gibi: “Onların ifadeleri zihinlerinde nasılsa, dillerinde de öyle biçim bulur. O yüzden anlatım bozukluğu gibi görünen, aslında anlam eksikliği içermez çoğunlukla. Başka bir anlama ve anlama biçimine kapı açar hatta. Aynı siyah çarşafa bakarak huzursuz hisseden, kavuşmalar görerek heyecanlanan, yılbaşı hediyelerine kavuşma arzusuyla dolan, istilacı uzaylılarla korkuya kapılan bu zihinlere bir an için de olsa da eşlik edebilmemize imkan tanıyan Rorschach’a saygılarla.”

Art Insane sayfası için: https://artisinsane.com/ 

Mehmet Turgut Twitter sayfası için: https://twitter.com/iamMehmetTurgut 

esin@nftify.com.tr

Önceki

Fortune Magazine, Çıkardığı NFT'lerle Ana Akım Medya Tarihini Yeniden Yazıyor

Sonraki

Bang & Olufsen, SuperRare İş birliğinde Web3 Gallery'yi Başlatıyor

Related Posts
Devamını Oku

Kreatif Dünyada Bir Mimar: Ceren Arslan

Esin Hamamcı, dijital sanatçı ve Kelly Wearstler Stüdyosu'nda konsept tasarımcısı olan, Archdaily Görselleştirme Ödülü'nü kazanan mimari tasarımcı Ceren Arslan ile konuştu.
Devamını Oku

Metaverse, Queer ve Dijital Kültür Üzerine Diyaloglar

İlker Cihan Biner, Atakan Yorulmaz ile toplumsal cinsiyet ile avatarlar arasındaki ilişkilerden Antik Yunan'dan bugüne teknolojik bakışları etkileyen meseleleri odağına alan bir söyleşi gerçekleştirdi.
Total
0
Share