İlker Cihan Biner
Gözde Mutluer çok yönlü bir sanatçı.
Onunla birden fazla alanda konuşmak gerek.
Fakat konudan sapmamak adına sınırı dijital sanat, NFT ile belirlemenin değeri var. Çünkü Gözde Mutluer bu açıdan da ufuk açıcı bir konumda.
Ona aynı zamanda Akbank Sanat’ta moderatörlük yaptığı ve konuşmacı olduğu “Sanat ve Teknoloji” konferansına dair de sordum.
Sanat tarihi/ NFT ilişkisi ve gelecek projelerle bağlantı anlamında ortaya güzel bir söyleşi çıktı.
Lafı çok uzatmadan söyleşiye bağlanalım.
Akbank Sanat’ta ‘NFT’ler ve Kripto Sanat’ adındaki bir etkinlikte Orhan Sayın ile beraber konuşmacıydınız. Etkinlikte neler konuştunuz?
Etkinlikte blok zincir teknolojisinin sanat dünyasında yarattığı dönüşümü, kripto sanat eserlerinin dijital sanat üretimini nasıl etkilediğini, NFT’lerin sanatçılar için ne ifade ettiğini ve geleceğini konuştuk. Ayrıca kendi üretimlerimiz üzerinden yaşadığımız eksileri ve artıları paylaştık.
Ayrıca konuşmanız Akbank Sanat’ın ‘Sanat ve Teknoloji’ konferans serisine bağlı. Siz diğer serilerde moderatördünüz. Bu bir araya gelişler sanat-teknoloji ilişkisine dair nasıl bir etki yaratıyor?
Genel olarak Akbank Sanat ile gerçekleştirdiğimiz bu seride teknoloji ve sanatın bir aradalığı ile bir dil oluşturmaya çalışıyoruz. Sanatın ve teknolojinin birlikteliği, yaratıcılığın sınırlarını genişletiyor, yeni fikirlerin keşfedilmesine ve sanatın daha fazla insana ulaşmasına olanak sağlıyor. Bu birliktelik, evrenin işleyişindeki ‘sanat ve bilimin ayrılmaz birlikteliğine’ benzer bir ilişkiyi temsil ediyor. Sanatçılar, teknolojinin sunduğu olanakları kullanarak yenilikçi eserler yaratırken, teknoloji de sanatın daha fazla insana ulaşmasına yardımcı oluyor.
NFT ağına dair çeşitli endişeler söz konusu. Güncel sanat ortamında sert eleştirilerin olduğunu görebiliyoruz. Karikatüre benzer işlerin olduğu kanaati yaygın. Siz ne düşünüyorsunuz?
NFT’lerin sanat dünyasına getirdiği yeniliklerin yanı sıra, bu yeni dijital varlıkların sanat piyasasında yarattığı değişimlerin de eleştirilmesi ve sorgulanması gerekiyor. Bunlar arasında, NFT’lerin sanatın ticarileşmesine katkı sağlayan bir araç haline gelmesi ve sanatın özgünlüğünü kaybetmesi gibi endişeler de yer alıyor. Ancak, bu eleştirileri ben pek umursamıyorum NFT sonuç olarak blockchain ve eserin bir araya gelmiş hali.
Eserleri eleştirebiliriz ama bu da çok kişisel olur. NFT’lerin sanat eserlerinin dijitalleşmesine dair yarattığı fırsatların daha önemli olduğunu düşünüyorum.
Argonotlar’a* verdiğiniz röportajda blockchain’in Rönesans’ın başlangıcı olduğunu söylüyorsunuz. Sanat tarihi açısından bu ifadeniz bir kırılmayı işaret ediyor. Bu konumu biraz daha açabilir misiniz? Hangi açılardan çatlaklık yarattı blockchain?
Evet; blockchain teknolojisinin yarattığı fırsatlar, sanat tarihinin bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir. Blockchain teknolojisi sanatta yeni bir paradigma yaratıyor. Blockchain, sanatın üretimini, dağıtımını, tüketimini ve değerlendirilmesini değiştiriyor. Sanatçılar artık aracılara ihtiyaç duymadan eserlerini doğrudan koleksiyonerlere sunabiliyor, eserlerinin sahipliğini ve telif haklarını koruyabiliyor, eserlerinin ikincil satışlarından da gelir elde edebiliyorlar. Koleksiyonerler de artık fiziksel mekanlara bağlı kalmadan dünyanın her yerinden sanata erişebiliyor, eserleri dijital ortamda sergileyebiliyor, eserlerin geçmişini ve sahiciliğini doğrulayabiliyorlar. Blockchain, sanatta yeni bir demokratikleşme ve özgürleşme süreci başlatıyor.
Gelecekle ilgili projelerinizden bahseder misiniz?
Gelecekteki hayallerim arasında farklı sanatsal alanlarda kendimi ifade etmek var. Sergi açmak, film yapmak, oyunculuk yapmak, fotoğraf çekmek ve resim çizmek gibi sanatsal alanlara olan ilgim hiç azalmıyor. Çok yoğun bir dönemimdeyim. Disyon.com adında bir galeri açmıştım sanatçılardan kar amacı gütmeyen bir printshop, burayı geliştirmek ve blockchain entegrasyonunu gerçekleştirebilmek en yakın zamanlı hedefim.
*Sanatçının Argonotlar röportajı: https://argonotlar.com/gozde-mutluerle-web-3-0-uzerine/
