Yaratıcıların bir araya gelerek güçlerini birleştirmesinin NFT dünyasında önemli bir yeri
var. NFT komünitelerinin artışı farklı disiplinleri bir araya getiren çalışmalarla
karşılaşmamızı sağladı. Bireysel üretimlerine ek olarak birbirlerine verdikleri destekleri,
dayanışma ağı başlığı altında teknik, sosyal medya görünürlüğü, proje geliştirme,
kuluçka merkezleri gibi sıralayabiliriz. Hagia Official ile ilk karşılaşmamız tam da bu
doğrultuda ortaya çıktı. Kültürel miras öğelerini merkeze almamız dijital üretimlerimizde
ilham dolu karşılaşmalar ortaya çıkarıyor. Hagia Offical’ın sanat danışmanlığını ve NFT
Marketing operasyonunu üstelenen Sercan Oğuz ile konuştuk.
Ahmet Rüstem: Hagia kimdir ve nasıl bir oluşumdur ? Yolculuğu nereye gidiyor?
Hagia, dünyanın dört bir yanındaki digital sanatçıları, koleksiyoncuları, fotoğrafçıları,
topluluk liderlerini, geliştiricileri, girişimcileri ve küratörleri bir araya getiren bir sanatçı
topluluğudur. Biz sadece sanatçı topluluğu değiliz… Gelişmekte olan sanatçıların dijital
sanat alanında görünür olmaları için sürekli çabalıyoruz. Yolculuğumuz her yeni
oluşumun içinde olmak ve buna yön vermek olduğunu söyleyebilirim.
Ahmet Rüstem: Bireysel üretimleri ve topluluk üretimlerini beraber değerlendirirken nelerin altını çizmek değerli?
Her bir üretilen eseri görmek bizleri yeni şeyler görmeye ve denemeye itiyor, tabi ki
eserlere bakarken en önemli noktası ister bireysel olsun ister topluluk üretimleri olsun
kendine ait özellikler taşıması ve bunu en ulaştırmak istediği noktaya taşıması. Bu da
insanların yaşadığımız ortak küresel kültürü oluşturmuş oluyor. Bu bizler için en önemli normların başında geliyor.
Ahmet Rüstem: Hagia NFT Gallery nasıl oluştu?
Hagia NFT Gallery ulaşmak istediğimiz noktalardan biriydi, aslında burada klasik bir
sanat alanını aştığımızı ve bu alanların evrimleştiğini net bir şekilde görüyoruz. interaktif
olması bizim için önemliydi, sergi alanından çok daha fazlasını sunduk, bunun geri
dönüşlerini çok güzel alıyoruz.
Ahmet Rüstem: NFT’yi merkeze alan alanları, sergileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
NFT artık tüm gerçekliği ve gücüyle karşımızda duruyor, ondan beslenmek, yönetmek
her alanda NFT teknolojisini kullanmak bu alanları daha nitelikli kılıyor. Sergiler bu
sanatçı ve eserini veya sonsuza kadar korunaklı bir şekilde bizlere sunuyor. Ama şunu
unutmamak gerekir ki artık klasik sanat alanları güncel üretim sergileme için yetersiz
kalıyor. Bunu zorlayıp genişlemesi için çabalıyoruz.
Ahmet Rüstem: Merkezsiz x Hagia olarak kadın ve non-binary sanatçılar için bir açık çağrı
gerçekleştirdiniz? Süreci ve başvuruları nasıl değerlendirdiniz?
Beklentimizin üstünde bir başvuru olduğunu gördük, suna bağlıyorum bir ifade aracı
olarak bu alanı açmak erkek egemenliğinin veya cinsiyetçi bir tutumdan uzak tutmak
çoğu sektörde olduğu gibi NFT dünyasında da ağırlıklı olması dikkatimizi çekti ve bunun
üzerinde çalışmaları başladık.
Ahmet Rüstem: Çalışmalara baktığımızda yoğun kültürel miras izleri görüyoruz. Gelecekte müzeleri ve NFT’leri bir araya getiren projeler var mı?
Evet çünkü kültürel miras insanlığın ortak mirası ve bütünleştirici bir dil kullandığına net
bir şekilde tanık oluyoruz. Kültürel miras ne yazık çok fazla yıpranmaya, kaybolma,
unutulup gitmeye müsait olan veya kasıtlı bu eserlere zarar vermeye karsı bir tavra
karşı tutum sergilemeye karşı çıktığımızdan dolayı bu kültürel miras izlerini sonsuza
kadar koruna bileceği, unutulmayacağı NFT dünyasına taşıyoruz. Bu gerçekten eşsiz bir
durum.
Şöyle ki müzelerde bir eser envanterden başlayıp korunmasına kadar bir düzine görev
bilinciyle hareket ediyorsa, onun korunması ve sanatçısına ait olduğunu gösteriyorsa
NFT teknolojisinde bize bu imkanı sağlamış oluyor. Yani bir yerde eser olması fiziksel
veya dijital varlığının korunmasını arz ediyor. Bu teknolojinin de müzelere başta olmak
üzere tüm sanat kurumlarına hizmet edeceği ortada.
Hagia Offical’ın işbirliklerini ve yeni projelerini heyecanla bekliyorum.
Ahmet Rüstem
