Badqode ve Melez Görüntüler

İlker Cihan Biner, Gökhan Doğan (Badqode) ile dijital sanat anlayışı üzerine konuştu.

Gökhan Doğan’ın teknolojiye has belli disiplinleri birbiriyle temas ettiren bir konumu var. Görsel meselesi onun için neredeyse karışım sahası. Farklı tarzlarda melezleşen görüntü yüzeyleri yaratıyor. Elbette bu durum Doğan’ın dinamizm ile ilişkili. Öyle ki; oluşturduğu Badqode mahlası böyle bir konumdan yükseliyor.

İşte sanatçıya çok katmanlı çalışmalarını sordum. O da derinlemesine anlattı.

Lafı daha fazla uzatmadan Gökhan Doğan’a bağlanalım.

İlker Cihan Biner: Dijital sanat ile yoğunlaşma sizin için ne zaman başladı?

Gökhan Doğan: Çocukluğumdan beridir özellikle Takahata ve Miyazaki filmleri, batı çizgi romanları ve özellikle lise ve sonrası dönemlerde anime/ manga serileri ile büyüdüm. Bu konuda çok tatlı bir arşiv biriktirmeye devam ediyorum. Teknolojiyi de hep yakından takip ettim. Başlangıçta plastik sanatlar ve resim sanatına olan ilgim ileride kodlama ve güncel teknoloji üzerine olan merakım ile birleşti. İnsanların deneyimlenebilir anlar içinde kalma fikrini takip ediyordum. Üniversite dönemim boyunca fotoğraf, video ve sahne sanatları üzerine deneyimlerim oldu. Üniversite dönemimin sonlarına doğru CGI ve 3D Animasyon üretimlerine yöneldim. Bugün baktığımda sanırım süreç boyunca aradığım şey, izleyiciyi kendi gerçekliğime davet edebileceğim bir illüzyonmuş diyorum.

Nitekim süreç beni yönlendirdi. Greenberg ‘Resim kendi araçlarıyla sorgulandığında geriye kalan sadece renk olur’ der. Sanattan deneyimlenen aslında izleyici ve sanatçının karşılıklı etkileşimidir. İzleyici ile konuşan sinema yapıtları, tepkileri dahil eden televizyon programları yani bir dönemin trend söylemiyle interaktif iletişim. Mirzoeff’in “şebeke toplumu”nda izleyicilerin hayatlarındaki her olgu ile etkileşim kurma arzusu beni de büyüledi. 

Dijital sanatlar ise sesin, görselin ve özellikle mekânın seyirci ile karşılıklı etkileşimini çok kullanıyor. Disiplinlerarası üretim doğasında var ve bu sayede izleyeni kendi gerçekliğinden koparan, sanatçının ve eserin gerçekliğine geçirebilen bir illüzyona sahip.

Eserin deneyimi sırasında gerçeklik algısına eklenebilecek Mimari kanvaslar, etkileşimde bulunabilen ve yaşayan bir organizma olarak dijital eserler; işte bugün heyecanını yaşadığım üretim arzusuna yön veren sebepler. Bu peşinden koşmam gereken şeydi. Dijital sanatlara merakım böyle başladı

Bu ilgi beni 2010’dan bu yana çok değerli Dijital Sanat Stüdyoları ve Animasyon Stüdyoları ile buluşturdu. Şu anda da GDDART Dijital Sanat Stüdyoları ve Banliyo Ses Müzik Stüdyoları’nın kurucu ortağıyım ve üretimlerime Badqode ismi ile devam ediyorum. Aynı zamanda TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisinde görev almaktayım ve İstanbul Aydın Üniversitesi’nde Dijital Oyun Tasarımı ve Dijital Sanatlar üzerine öğretim görevlisi olarak eğitimler veriyorum.

İlker Cihan Biner: Biraz Badqode’dan bahsedelim istiyorum. Bu süreç nasıl ortaya çıktı?

Gökhan Doğan: Badqode aslında hatalı kod teriminden türetilmiş bir kavram. Bulunduğu kod blogunu bozan, işlevsiz hale getiren veya aksatan kod grubu. Öncelikle dikkatimi hata veren algoritmalar çekmişti. Bozuk ekranlar, çalışmayan sistemler. Günlük hayattaki aksamaları çok takip ederdim. Sanki dünyanın bizimle iletişime geçmeye ihtiyacı vardı.

Bizler hatalı olup bunun farkındalığına vakıf olan ve bu duygu durum üzerine sosyolojik katmanlar inşa eden canlılarız.

Varoluş ve insan arasındaki bu ilişki, toplumsal yapılanma ve insanın hem dışarıya hem içeriye yönelik deformasyonel özellikleri görsel açıdan beni çok besliyordu. Badqode teriminin kökeni bu gözlemlere dayanmakta. Görsel ve eser üretimlerimde özellikle bu kavram çatısı altında üretimlere başladım ve devamında da benim için bir mahlas haline geldi. Badqode benim için bir dışavurum.

Bu yüzden kimlik kazanması kaçınılmazdı. Öncelikle insan figürlerini deforme etmeye başladım, sonrasında formlar üzerine çalışmak kaos ve estetik ilişkisi ilgimi çekti.

İlker Cihan Biner: Studiomercado’daki* söyleşinizde disiplinlerarasılıktan söz ediyorsunuz. Şiir, müzik eserlerinizin neresinde duruyor?

Gökhan Doğan: Dijital sanatlar doğası gereği disiplinler arası üretimlerle iletişime açık. Üretimlerimde izleyiciyi eser ve benim gerçekliğimin deneyiminde misafir etmeyi amaçlıyorum. Alternatif bir gerçeklik deneyimi. Bunun için mümkün olan bütün duyu organlarına illüzyon yaratmaya çalışıyorum. Müzik ve şiir bu yolculukta sıkça ilişki kurmaya çalıştığım disiplinlerden ikisi. Özellikle müzik özelinde Eşim Özge Sorgun Doğan hayranı olduğum bir müzisyen ve sıklıkla beraber üretimlerde bulunma şansı buluyoruz. Bu yüzden benim için tamamlayıcı ve destekleyici bir disiplin.

İlker Cihan Biner: NFT ile ilişkinizi merak ediyorum. Çokça tartışmaların döndüğü bir alan. NFT’ye dair ne düşünüyorsunuz?

Gökhan Doğan: NFT ve dijital sanatları birbirinden taban olarak ayrı kavramlar olarak ele alıyorum. NFT bir varlık yaratma sistemi. Dijital sanatçılar ve eserlerinin yeni izleyicilere ulaşmasındaki ve değerlendirilmesindeki yeni pazar alanlarını sağlayan olumlu bir sistem olarak düşünüyorum. Hakkındaki tartışmaları da daha çok yeni bir kavram olmasına bağlıyorum. Tüm yeni sistemlerde olduğu gibi eser nitelikleri, ekonomik dalgalanmaları ve platformlar üzerindeki eleştirilere sebep veren olgular kaçınılmaz olacaktır. Hem finansal dalgalanmaları hem de tartışma konuları zaman içinde stabilize olacaktır diye düşünüyorum.

Diğer yandan da Teknoloji, Web 3.0 ve NFT pazarındaki gelişmeler markaların ve özellikle seyircinin Dijital sanatlar üzerine bilincini geliştiriyor. Bu bizler için hikâyelerimizi anlatacağımız daha güzel ve heyecan verici günlere sebep oluyor.

İlker Cihan Biner: Gelecekteki projelerinizden bahseder misiniz? Seyirci ya da izleyicinizi neler bekliyor?

Gökhan Doğan: Bu sene özellikle solo sergi deneyimim olan Badqode Solo Exhibition üzerine yoğunlaştım. Etkileşimli eserler, performanslar ve görsel eserlerin ağırlıkta olduğu bir solo sergi deneyimi. Klein, Grand Pera, Tarihi Emek Sahnesi gibi çok güzel alanlarda binlerce izleyici ile buluşma şansı buldum. Badqode kavramı üzerine alternatif bir gerçeklik deneyimletmeye çalışıyorum. Bu yüzden yeni eser ve gösterimler ile odak noktam Badqode Solo Exhibition’da. Önümdeki en net hayallerimden biri de Badqode Solo Exhibition’ı mümkün olduğunca şehir, insan ve ülke ile buluşturmak.

* Sanatçının StudioMercado ile olan söyleşisi: https://www.studiomercado.com/post/diyalog-gokhan-dogan-badqode-dijital-sanatci

Önceki

BlockFi İflas Başvurusunda Bulundu

Sonraki

Art Basel'den Kripto Gelişmelerine Haftanın NFT Gündemi...

Related Posts
Devamını Oku

Kreatif Dünyada Bir Mimar: Ceren Arslan

Esin Hamamcı, dijital sanatçı ve Kelly Wearstler Stüdyosu'nda konsept tasarımcısı olan, Archdaily Görselleştirme Ödülü'nü kazanan mimari tasarımcı Ceren Arslan ile konuştu.
Devamını Oku

Metaverse, Queer ve Dijital Kültür Üzerine Diyaloglar

İlker Cihan Biner, Atakan Yorulmaz ile toplumsal cinsiyet ile avatarlar arasındaki ilişkilerden Antik Yunan'dan bugüne teknolojik bakışları etkileyen meseleleri odağına alan bir söyleşi gerçekleştirdi.
Total
0
Share