Artık hiçbir şey eskisi gibi değil mi?

Bihter Sabanoğlu “Artık hiçbir şey eskisi gibi değil mi?” diyerek Akbank Sanat’taki NFT Sergisini İnceliyor

Bihter Sabanoğlu

Akbank Sanat 1 Mart-7 Mayıs arasında Dijital Sanatta Şimdi: Alternatif Gerçeklikler + NFT isimli bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Serginin resmî sitesindeki sergi tanıtım yazısı şöyle başlıyor: “Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Leonardo da Vinci’nin 15. yüzyılda defterlerine çizdiği Vitruvius Adamı’ndan her anlamda çok uzaktayız.” Gerçekten de öyle miyiz?

Vitruvius Adamı Da Vinci’nin mükemmel oran anlayışını ortaya koyan bir çizim; ama aynı zamanda çok daha fazlası. O, Hümanizmin, Rönesans’ın, akılcılığın bir sembolü; insanın evrenin merkezinde, anatomi, matematik, geometri, kozmoloji gibi bilimler ile metafiziği birleştirerek doğayla uyum içinde yaşadığı bir düzenin simgesi. İnsan vücudu bu görüş çerçevesinde bir mikro-kozmos, Vitruvius Adamı’nın kusursuz anatomisi ise makro-kozmosun işleyiş biçiminin bir yansıması. Orada mevzubahis sadece mürekkep ve sulu boyayla kâğıt üzerine gerçekleştirilmiş bir çizim değil; Da Vinci’nin eseri insanlığın yüzyıllar içinde fiziksel savaşlardan, zihinsel mücadelelerden belki de hapishanelerden, işkencelerden geçerek kazandığı birçok değeri temsil eden bir simge. Üstelik çizim Romalı bir mühendis olan Vitruvius’un yazılarını temel alıyor dolayısıyla Rönesans’a özgü o devamlılık fikrinden de söz edebiliriz.

Tüm bunların ışığında dijital sanatı “eski tip” sanatın karşısına konumlandırmaktansa onu bir çeşitleme şeklinde tasavvur etmek daha doğru olabilir. Vitruvius Adamı’nın doğayla ilişkilendirdiği insan, dijital sanatta çoğu zaman teknolojiyle ilişkilendirilse de bu bağ, geniş bir bakış açısıyla, yine insanın evrendeki yerini sorgulayan pratikler doğurur. Ya da, en azından, izleyiciyi bu minvalde düşüncelere itebilen dijital sanatçılar öne çıkar. Ars Electronica gibi festivallerde bu türün son derece başarılı örneklerini görmek mümkündür. Örneğin 2021 tarihli festivalde insanlığın dünyayı, toprağı (İngilizcedeki kullanımıyla “earth”) yalnız bir kaynak olarak algılamasını eleştiren ve buna oyuncu bir alternatif mahiyetinde toprak yeme pratiği anlamına gelen “jeofaji”yi -ki Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık, Steinbeck’in Gazap Üzümleri romanlarında da kullanılmıştır- öneren bir iş gezilebiliyordu. Afrika, Asya, Latin Amerika gibi ülkelerde bir ruhsal şifa pratiği olan toprak yeme, bu yapıtta Yenilebilen Dünya Müzesi adı verilen ve 36 ülkeden 400 toprak örneğinin tadına bakılabilen bir yerleştirmeye ilham vermişti. Yine aynı festivalde büyük ödülü Kamboçya rejiminin 1975-79 yılları arasında gerçekleştirdiği katliamları sanal gerçeklik yöntemiyle, ve elbette hayal gücüne dayalı biçimde, yad eden Guang Liu’nun When the Sea Sends Forth A Forest’ı almıştı. Çalışmada, geleneksel bir metot olan arşiv çekimi, 3D rekonstrüksiyon ile birleşerek etkileyici bir sanatta devamlılık örneği sunuluyordu.

“Öz yaratım: birlikte oluşmanın katmanları”/ Selfmaking: Layers of Becoming with , 2019
3d Baskı Kumtaşı, 4 Dakikalık Ses Döngüsü, 15x 20x 25 cm, 3+1 AP
3d Printed Sandstone, 4 Minute Audio Loop, 15x 20x 25 cm, 3+ 1 AP

Akbank Sanat’ın Dijital Sanatta Şimdi: Alternatif Gerçeklikler + NFT sergisinde sanatsal/tarihi devamlılık veya varoluşsal sorgulamalar bağlamında birkaç iş kendini gösteriyor. Yağmur Uyanık, Öz Yaratım: Birlikte Oluşmanın Katmanları adındaki heykelinde Büyük İskender ve Perikles’i birleştirerek bir kumtaşı heykeli yaratmış. Öz yaratım (self making, self fashioning) özellikle politik figürler söz konusu olduğunda sanattan çok yardım alan bir alan; 14. Louis’nin ressamlar, yazarlar, siyasi figürler tarafından ilmek ilmek yaratılan imajında da gözlemlenebilir, Abdülmecid Efendi’nin kitaplar ve bilimsel araç gereçler arasında çektirdiği fotoğraflarında da. Büyük İskender ve babası II. Philip’in öz yaratımlarını Antik Yakın Doğu uygarlıklarından elementlerle oluşturdukları, bu süreçte de kültürel simgelerin büyük rol oynadığı biliniyor (konuda yazılmış bir kaynak için); Pericles ise her daim kendini bir sanat hamisi olarak konumlandırmış, tarihçi Thucydides tarafından “Atina’nın ilk vatandaşı” şeklinde tarif edilen, hem kendisinin hem Atina şehrinin öz yaratım politikalarında sanatı sonuna kadar kullanmış bir figür. Bu son derece güçlü iki siyasi ve askeri şahsiyetten oluşan hibritini son derece kırılgan bir malzeme ile hayata geçirerek bir tezat yaratan Uyanık, heykele eşlik eden GPT-2 destekli bir ses de oluşturmuş. Open AI şirketinin ürettiği bir yapay zekâ modeli olan GPT-2, sorulara yanıt verme, çeviri yapma, özet çıkarma gibi yetilerinin yanı sıra kendisine verilen bir metnin nasıl devam etmesi gerektiğini de belirleyebiliyor. Uyanık, kullandığı modeller için British Museum tarafından yazılmış açıklamaları GPT-2’ye yüklemiş ve GPT-2 de kendisine “sahte” bir metin geri vermiş. Sanatçı da bu metni sese çevirerek, kendi “sahte” objesinin açıklaması olarak kullanmış. Öz yaratım sürecinde arkeoloji pratikleri, arkeolojik aidiyet, sanatın politikanın hizmetinde kullanılması, kültürel mirasın sürekliliği gibi meseleleri akla getiren Uyanık’ın eseri dijital sanatın konumlanabileceği çerçevelerden birini başarılı biçimde çiziyor.

Serginin bir başka sanatçısı Aliottoman (Nura Aliosman) ise dört işinden Sultuncle and the Dancer animasyonun merkezine III. Selim’in Konstantin Kapıdağlı tarafından yapılan meşhur portresini oturtmuş. Gökdelenlerin önünde aynı ikonik pozuyla konuşlanmış Sultan, altın zincir gibi aksesuarlarla kıyafetleri “hiphoplaştırılmış”, etrafına trafik araç gereçleri, dubalar, bir çöp kutusu, çelik barikatlar yerleştirilmiş şekilde oturuyor ve alnından çıkan sahne ışığında bir dansçı hip hop figürler sergiliyor.

Mert Tugen Kill Them With Kindness, Rite of Lost Souls gibi işlerinde, canlı renkler ve sevimli figürlerle yoğun melankoli ve travma içeren temaların tezatlığıyla oynuyor. Ku Klux Klan’ı hatırlatan sivri şapkalı figürler, alevler içinde gitar çalan başka bir figürün -belki liderleri- şarkısı eşliğinde el ele dans ediyorlar. Başka bir animasyonda Gulliver’i hatırlatan bir devin gözlerinden kanlar akarken etrafındaki amorf ve yine sevimli figürler onun başını, vücudunu okşuyor.

Olasılık Örüntüleri V2/ Patterns of Possibilities V2, 2022
Enstalasyon, Generatif sistem, LED Ekran, Konstrüksiyon, Ses kaynağı ve Işık, 224x 224 cm
Installation, Generative system, LED Display, Construction, Sound Source and Light, 224 x 224 cm
Konsept ve Tasarım / Concept and Design:  Candaş Şişman
Programlama/ Programming: U29DC

Serginin, içerdiği varoluşsal sorgulamalar ile en zengin eserlerinden biri de Candaş Şişman’ın Olasılık Örüntüleri V2’si. Her biri farklı bir sese sahip zarların algoritma tarafından rastgele seçilerek Led ekranda belirmesinden oluşan bu enstalasyonda zarlar/olasılıklar birbiriyle ilişkiye girerek yeni örüntüler ortaya çıkarıyor. Ekrana bir zar atımıyla başlayan döngünün yani beş buçuk dakikanın sonunda tüm ekran zarlarla kaplanıyor ve sonucu farklı olacak süreç yeniden başlıyor. Zar metaforunun insanlık için önemi aşikâr; Jül Sezar Galya Seferi sonrasında Roma yolunda Rubicon Irmağı’nı geçerken, sivil savaşı başlatacak “zarlar atıldı” manasındaki “alea iacta est” sözünü kullanır, Albert Einstein Quantum Teorisi’ni eleştirmek için “Tanrı zar atmaz” der – orijinalinde “Tanrı evrenle kumar oynamaz” manasında “God does not play dice with the universe”. Şişman, şans, olasılık, kader gibi kavramları simgeleyen evrensel ve en basit aygıt olan zardan bir hücresel otomat estetiği içerisinde faydalanarak ritim örüntüleriyle izleyiciyi hipnotize ediyor; bir yandan da sanatçının bu derece mütevazı bir aygıtı bu denli komplike bir teknolojiyle kullanması izleyiciyi varoluş ve teknoloji ilişkisini zarın tüm simgeledikleri doğrultusunda sorgulamaya teşvik ediyor.

Artık bıktırıcı hale gelmiş birer “instagrammable” görsel şölen sunmaktan öteye geçen bu dijital sanat yapıtları, insanın varoluşsal ve ontolojik sorgulamalarını, benlik problemlerini, insan-evren ilişkisini, hatta arkeoloji/tarih yazımı pratiklerini işlerine dahil ederek aslında Vitruvius Adamı’nın devamı niteliğinde olduklarını kanıtlıyor.

Önceki

Snoop Dogg'ın Death Row Kayıtlarından George Floyd İçin Adalet Arayışına NFT Girişimleri

Sonraki

Müze Gazhane'de NFT Sergisi Başlıyor: "Paralaks"

Related Posts
Devamını Oku

Benlik Tasarımı, Dijital Sanatın Etkileri

İlker Cihan Biner, bu ay köşesine Süleyman Yılmaz'ı konuk ediyor. Kendisiyle dijital sanatın getirdikleri, malzeme ve estetik ilişkisi, dijital sanatın seyri, sanat tarihi ile NFT ilişkisi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Devamını Oku

Art Basel Miami´de Kadın Sesleri

Ümit Sural bu ayki yazısında Art Basel Miami'yi ele alıyor. Art Basel'deki Web3, Nft, yapay zekâ gibi yenilikçi girişimlerin karşılığını değerlendiriyor.
Devamını Oku

Yapay Zekâ Paradoksu

Ümit Sural, DALL-E VE Midjourney tecrübelerini sanatçı gözünden aktarıyor.
Total
0
Share