Beden, mimari ve optik algı üzerine çalışan multidisipliner sanatçı Ahmet Rüstem ile tanışın

Ahmet Rüstem’in toplumsal cinsiyet, mimari ve beden ilişkilerini ele alan serilerinden yapay zekâ ile İstanbul’u anlattığı manzaralara odaklanıyoruz.

Ahmet Rüstem, beden, mimari ve optik algı üzerine çalışan multidisipliner bir sanatçıdır.  Cinsiyet ve mekan üzerine oluşturduğu serilerinde deneyim ile dönüşen mekanlara odaklanır. Toplumsal cinsiyet, mimari ve beden ilişkilerini ele alan bu serilerini dijital olarak görselleştirirken, arkeolojik yüzey ve nesnelerin hikaye anlatım dilinden faydalanır.

​AR / VR üzerine çalışan sanatçının eserleri, Ars Electronica Concrete House, CADAF Online, XX Art Flaneire, Museari Queer Arts Museum, YARAT Contemporary, Thessaloniki Queer Arts Festival’de sergilenmiştir. Türkiye’nin öncü artırılmış gerçeklik sergilerinden biri olan “Hamam” ardından VR deneyim olarak “Sauna” sergisini kurgulamıştır. Mekan ve arkeoloji üzerine çalışmalarına devam etmektedir.

U.S. Educational and Cultural Affairs / ZERO1 tarafından American Arts Incubator Amplify 2019’a seçilen sanatçı, dijital çalışmalarını sürdürüyor ve artırılmış gerçekliğin potansiyellerini araştırıyor. Ahmet Rüstem, AR uygulaması Artivive’ın marka elçisidir ve “Meta Creators of Tomorrow” programındadır.

1983 Adana doğumlu Ahmet Rüstem Ekici, 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre tasarımı bölümünden mezun oldu. Uzun yıllar sahne tasarımcısı olarak çalıştı. MEF Üniversitesi Tasarım ve Mimarlık Fakültesinde “Kamera için alan tasarımı” ve “Mekanlarda illüzyon” isimli dersler vermektedir.

Sanatçı ve Araştırma Metni

Ahmet Rüstem Anlatıyor:

​Kendimi set tasarımcısı ve görsel hikaye anlatıcısı olarak tanımlıyorum. 3D görselleştirme ve modelleme yazılımlarını kullanmak, anlattığım hikayeler için alan tasarlarken bana sınırsız olanaklar sağlıyor. Hikayelerimin çoğu kimlik, beden ve haz ile şekillenen mimari tasarımlar ile şekilleniyor. 

Üretim için en sevdiğim araçlar 3D yazılımlar çünkü yerçekimi ve bütçe kısıtlaması olmayan mekanlar yaratma gücüne sahipler. 3 boyutlu yazılımları kullanmak eserlerimi 3D baskı, CNC veya lazer kazıma ile harmanlayarak üretmemi sağlıyor. Böylece tıpkı uzman olduğum sahne tasarımı alanı gibi farklı disiplinler ile iş birliği içerisinde üretiyorum. Hikayelerimi görselleştirmek için 3D animasyonlar, AutoCAD çizimleri ve fotoğraflardan faydalanıyorum. Hikayelerimin çoğunu deneyimlerim, şahitliklerim ve geleceğe aktarmak istediklerim oluşturuyor. 

Sevdiğim malzemeler, üzerinde çalıştığım kavrama göre değişir. Sahne ve set tasarımı deneyimleri olan bir sanatçı olarak farklı kullanım potansiyelleri açısından malzemelerin dili beni büyülüyor. Varlığım konusunda sessiz kalmam öğretildi, bu yüzden birçok hikayemde ait olduğum toplumla ilgili sırlar var. Sıklıkla kullandığım sınırlar ve bordürler sığmam gereken alanlara dönüşüyor. 

​Şanslı biri olarak arkeoloji ile iç içe büyüdüm. Şu aralar mozaik, lahit gibi arkeolojik buluntuların hikaye anlatma yöntemlerini kullanıyorum. Aynı zamanda beden ve mimari ilişkiler üzerine kurduğum serilerime devam ediyorum.

Son zamanlarda en sevdiğim araçlar Cinema 4D, Lumion, 3DS Max ve Daz 3D.  Araştırmalarıma, arkeolojik ve queer metinleri okuyarak devam ediyorum. 3D görüntü oluşturma süreciyle ilgili becerilerimi geliştirmek için yeni araçlar öğreniyorum. Hamam ve Sauna serilerimin ardından Islak hacimler üzerine hikayelerimi anlatma serüvenim devam ediyor.

Önceki

Selçuk Artut NFTFIVE'da

Sonraki

Veri Bilimi Sanat Piyasasını Nasıl Şekillendiriyor?

Related Posts
Total
0
Share