Sauced Void mahlaslı Tunç Olcay, dijital illüstrasyon türünde eserler üretiyor. Yeni Medya Çalışmaları üzerine aldığı eğitim ve sanat geçmişiyle kültür-sanat dergiler, bağımsız internet yayınları ve fanzinlere röportajlar hazırlayıp yazılar kaleme alıyor. 2020 sonrasında sadece görsel sanatlara eğiliyor. İşlerinin arka planında nükteli kelime oyunları, karakter ve dünya tasarımlarında sözcüklerin “garip” çağrışımları yatıyor. Tunç Olcay’ın yani “Sauced Void”in işlerini gelin kendisinden dinleyelim:
1991 İstanbul, Kadıköy doğumluyum. Marmara Üniversitesi İngilizce Tercümanlık bölümü mezuniyetinin sonrasında Yeni Medya Çalışmaları üzerine eğitim aldım. Dijital illüstrasyon üretimiyle pratik anlamda ilgilenmeye başlamam birçok sanatçıya kıyasla oldukça yakın bir zamana, dört sene öncesine dayanıyor ancak sanatla ilişkimin geçmişi, okuduğum bölümden mezun olmadan bir fırsat içine atıldığım kültür-sanat dergileri, bağımsız internet yayınları ve fanzinlere çeviriler yapmak, röportajlar hazırlamak ve daha öncesinde şiir ilgisiyle başladı diyebilirim. 2020 itibariyle sadece görsel sanatlara eğilmeye aldığım bir karar sonucu Sauced Void mahlasıyla işler üretiyorum.
İşlerimin isimlendirmelerinde ve arka plan anlatılarında nükteli kelime oyunları arayışım, karakter ve dünya tasarımlarımda sözcüklerin “garip” çağrışımlarından beslenme eğilimim, şiir ilgimden kaynaklanmakta.
Teknik açıdan, geç 90’ların MTV ve Nikelodeon stilinin “şekersi” tadını yeniden üretmek benim için büyük bir haz kaynağı.
İşlerimin duygu dünyası ise, yaşam süresi gerçeğin tanımının değiştiği bir döneme denk gelmiş birinin, anlam yoksunluğunda hayatta kalabilmek için delice bir neşeye, tam ifadesiyle “Cheerful Nihilism”e sarılmasıyla ilgileniyor.
Ölümden önce yapabileceğim tek bir şeyin kaldığını, onun da gülmek olduğunu hissediyorum. İşte kompozisyonlarımda vahşi ve yetişkin imgeleri şekerli tatlı renklerle birleştirmemin sebebi, bu hissiyatın güdümünde gelişmiş, “Boşluğu Soslayan” bir savunma mekanizmasıdır.