NFT Dünyasını Anlamak İçin Akaretler’e Kulak Verin

Son zamanların en tartışılan kavramlarından NFT (Non-Fungible Token) ile yeni ilgilenen biri olarak bu yazı serimde kendi görüşlerimi paylaşacağım. İlk yazım ise Akaretler ArtWeeks haftasında takip ettiğim bir konuşma üzerine olacak.

Türkiye’de NFT denildiğinde akla ilk gelen, alanında öne çıkan isimlerin konuşma yaptığı “ArtWeeks Talks”ta, NFT’nin bir balon mu yoksa kalıcı bir realite mi olduğunu sorgulandı.

“Sanat-Finans & Teknoloji” başlıklı konuşmanın moderatörlüğünü ArtSümer’den Tuğçe Kaprol yaparken konuşmaya, sanatçı Arda Yalkın ve Hande Şekerciler, sanat ekonomisti Prof. Dr. Aylin Seçkin, Devrim Danyal, Tansel Kaya ve Dr. Rabia Aktaş katıldı. Konuşma, NFT sanatı ve bunun sanat sektörü üzerindeki etkisi üzerineydi.

Öncelikle Tansel Kaya, NFT’nin bugün neden önemli olduğundan bahsetti. Sonuçta Collins Dictionary’nin 2021 yılının kelimesini NFT olarak seçmesinin bir sebebi olmalıydı. Milyon dolarlık “maymun”ların neden bu kadar önemsendiğini anlattı. Kaya’ya göre NFT almak artık zengin kesimin yeni bir kendini gösterme şekli. Artık varlıklı olduğunu göstermek için Rolex saat almak yerine Bored Ape maymununu Twitter hesabına koymak çok daha kolay. Veya evinde Picasso’nun tablosunu bulundurduğunda sadece evine gelen ziyaretçilerin görmesi gibi bir durum söz konusu değil. Çünkü Twitter, Instagram, Facebook’ta -ve daha pek çok alanda da- aktifleşen NFT özellikleri sayesinde milyon dolarlık yeni Picasso tablosu yerine geçecek NFT’nizi evinizde değil profilinizde hem de herkesin görebileceği şekilde sergileyebilirsiniz.

Aylin Seçkin’in alanı ise sanat ekonomisi. Bu nedenle konuşmasını NFT’lerin satış istatiklerine ayırdı.  Eldeki veriler, fiziksel sanat eserlerinin henüz hâlâ ağır toplar olarak yer aldığını gösteriyor. Öyle ki NFT alıp satmaktaki yükseliş de azalacak gibi durmuyor. NFT satışlarının önümüzdeki yıllarda daha da ivme kazanacağı aşikâr. Sektörün müşterilerinin yükseliş dönemi ise, verilere göre, hepimizin de tahmin edebileceği gibi, pandemi dönemine denk geliyor. Seçkin ayrıca konuşması sırasında ilginç bir anekdot aktardı. Banksy’nin Sotheby’s’de açık artırmaya çıkan eserinin parçalanması esnasında orada olduğunu ve bunu gördüğünde attığı çığlığın sosyal medyada viral olduğunu söyledi. Bununla ilgili de harika bir fikir sundu: Çığlık attığı sahneyi NFT olarak satmak!

Devrim Danyal, NFT’lerin tarihi üzerine bir konuşma yaptı. NFT’nin emekleme süreci, ilk ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı konusunda bilgilerini paylaştı. Aynı zamanda teknolojiyle bu derece evrilen hayatların ileride insan için “neredeyse distopik” olabileceği konusunda korkuları olduğunu ancak “Z kuşağı” diyebileceğimiz neslin metaverse gibi kavramlara ve orada yaşamaya çok kolay alışacağını söyledi. Danyal, tedirginliğini belirtse de NFT’lerin gelişiminin ileride pek çok olumlu gelişmeye yol açabileceğinden bahsetti. İleride Netflix gibi mecraların NFT görselleri satabileceği, kiralayabileceği bir düzeneğin gelebileceğinin altını çizdi. 7/24 fiziksel hayatlarımızı metaverse’te geçirmek ve NFT görselleriyle yaşamak şimdilik insanlık için çok uzak gibi dursa da, aynı zamanda insan kas yapısına ters düşen bir aktivite gibi algılansa da bilim insanlarının bu konu üzerine çalışmalarını oldukça ilerlettiğini biliyoruz. En son yayınlanan bir habere göre metaverse alemindeki bir yemeğin tadını verecek teknoloji elimizde mevcut. Bu nedenle bundan 20 yıl sonra metaverse’te yaşamak sanılacak kadar zor veya korkunç bir hal olmayabilir. Şimdi ilkel bir VR gözlüğü takmakla sanal gerçekliğe geçtiğimizi varsaymış olsak da ileride kullanılacak lens gibi icatlar, gelişimler bizi çok başka noktaya taşıyacak gibi duruyor. Anatomi yapımızla hareket edeceğimiz bir metaverse yaratılması oldukça kolay gözüküyor.

Arda Yalkın ve Hande Şekerciler ise, bu konuşmada ha:ar’da nasıl çalıştıklarından, nelere önem verdiklerinden söz açtılar. Özellikle sanatın demokratikleşmesi üzerine durdular. NFT’lerin çok daha demokratik bir alan yaratma vaadinden şu an için oldukça uzak bir noktada olduğu konusunda hemfikirler. Bu konuda oldukça netler. NFT topluluklarının “sanatta evrim yaratacağız” arzusunun altında tam da aksine bir fark yaratmayacağını, bazı NFT topluluklarının amacının aslında demokratik vaatten çok uzak, kendine ait bir kitle oluşturmak ve bu kitle için NFT satışlarını hızlandırmak olduğunu savunuyorlar. Öte yandan sanatçının yaptığı işten aldığı “telif”in NFT alanında büyük bir avantaj olduğunu da es geçmediler.

NFT alanındaki eksikler konuşulurken Rabia Aktaş, Türk geleneksel sanatlarının maalesef pas geçildiğini söylediği sırada ise Arda Yalkın Miami Art Week’te sergilenecek bir el sanatları sergisinin de müjdesini verdi. Türk geleneksel sanatçılarına duyurulur: Özellikle çiniler NFT projesi geliştirmek için çok bakir bir alan olarak gözüküyor.

Konuşma sonrası bu kavramlar beynimizin içinde dönüp dururken, Carny’nin öncülüğünü yaptığı Akaretler ArtWeeks NFT sergisini gezme şansım oldu. B2’de sergilenen eserlerden Hamza Kırbaş’ın “Pinokyo Sendromu” adlı eseri ise NFT alanındaki eserler arasında gerçekliğin ne olduğuna vurgu yapan bir eser olarak yer almasıyla oldukça dikkat çekiciydi. Eser, kadın veya erkek olmayan cinsiyetsiz bedenleri tasvir ediyor. Ne tarafa hareket ettiği belli olmayan birlikte yer aldıkları “pembe” bir boşlukta pek çok beden bir arada sürükleniyor. Herkesin burnu ise yalan söylemekten uzamış “pinokyo burnuyla” temsil ediliyor. Geçmişte veya şimdide mi geçtiği belli olmayan zamansız ve uzamsız bir alanda sürüklenen bedenler gerçekdışı bir imge yaratırken teknoloji ve insan arasındaki bağla ilişki kuruluyor hissi veriyor.

Önceki

Hillside City Club Etiler'de NFT Sergisi: Feeling Good Digital

Sonraki

Snoop Dogg'ın Death Row Kayıtlarından George Floyd İçin Adalet Arayışına NFT Girişimleri

Related Posts
Total
18
Share