Web3 Uygarlığı, Kültürel Sermaye ve Hipernesne

Oğulcan Yıldırım, Web3’ün yarattığı yeni uygarlık yollarını, kültürel sermayeyi ve hipernesneyi değerlendirdi.

Oğulcan Yıldırım

İnsanlık gelişim için sistemsel riskler taşıyan, küresel ölçekte koordinasyon başarısızlıklarıyla dolu bir netice ile karşı karşıyadır.

Medeniyet bugünkü haliyle bireylerin ve toplulukların kaynaklara coğrafi konumlarından, eğitimlerinden, geçmişlerinden veya çevrim dışı kimliklerinden bağımsız olarak erişemedikleri, güçlendirici, açık ve iş birliğine dayalı bir alan oluşturmaya mani olan koordinasyon eksikliği üzerinde şekillenmiştir.


Bu anlayış doğrultusunda medeniyetin geldiği çözümsüzlük için yeni bir ütopya arayışı ve bu ütopyanın gerçekleşmesi için yenilikçi yollarını keşfetmeye devam ediyoruz.


Dağıtık defter teknolojisinin bize sunduğu merkeziyetsiz/ çok merkezli şeffaf ve erişilebilir alan, gelecekte yeni medeniyet tezahürünün somut olan ilk adımıdır. Bu teknoloji ile şekillenen blokzincir, içerisinde barındırdığı merkeziyetsiz otonom organizasyonlar (DAO) ve akıllı sözleşmeler sayesinde ‘aşırı nüfus, petrol üretimi zirvesi, iklim değişikliği ve kirlilik gibi küresel sorunlar’dan (doomer) endişe duyan bir nesli, çözümün bir parçası yapmak için en doğru yöntem olarak karşımızda durmaktadır. Web3’ün yeni bir başlangıç noktası olduğunu kabul ederek neslimizle daha iyi bir dünya inşa etmek için bir araya gelebiliriz.


Web3’ün sunduğu küresel, şeffaf, değişmez ve programlanabilir finans, güçlü oyun teorileriyle birlikte yeni mekanizmalar yaratarak küresel ölçekteki sorunlarımıza çözüm olacaktır. Toplum için değer yaratmak ve kamusal kaynakları daha etkili kullanmak, onarıcı kripto ekonominin temel anlayışıdır.


Rejeneratif Kripto Ekonomi, yalnızca finansal sermayenin yeniden dağıtımını koordine etmekle kalmaz, aynı zamanda sosyal, entelektüel ve kültürel sermayeyi de koordine eder.
Bu koordinasyon, yerel kültürü korumanın ve küresel hareket etmenin de anahtarıdır.
Web3, fiziken kısıtlayıcı olan tüm unsurların ötesinde yeni bir sosyal doku inşa edilmesine öncülük etmek için yeterliliğe tüm bileşenlere sahiptir. Sunduğu doğrudan yönetim anlayışı ve biçimleri gelecekte sansür ve yasak gibi konuların da doğrudan çözülmesine olanak sağlayacaktır. Çünkü sistemler tek bir merkezden yönetilemeyen ve müdahale edilemeyen yenileyici bir anlayışla inşa edilmiştir. Böylesine bir potansiyel mevcutken kaynaklarımızı tüketim türlerine göre sınıflandırdığımızda elimizdeki en somut ve doğru veri ‘’yenileyici’’ tüketim anlayışıdır. Böylece ekonomik ve kültürel sistemlerimiz, sürdürülebilir bir şekilde coğrafi, sosyal ve psikolojik şoklara karşı dirençli olacaktır.


Tüm bu sistemlerin enerji tüketimi baz alındığında Proof of Work sistemlerin enerji tüketimlerinin günümüz koşullarında bir işe yaramayacağı ispatlanmıştır desek yanılmayız. 6 Eylül 2022’de Ethereum’un PoW’den, Proof of Stake’e geçmesi de bu tezimi doğrular niteliktedir. Onarıcı koşulları sistemsel olarak inşa ederken zarar vermemek en önemli koşullardan biridir.


Sorunun tespiti için, kötülüğün kaynağında neyin yattığını anlamak etmek gerekir. Basit bir dille ifade etmek gerekirse, kötülük kördüğümü; geleneksel değerlerin yarattığı bir grup insan birlikte çalış arak istenen bir sonucu elde edebildiğinde, ancak karar vermelerini koordine etmedikleri için bunu baş aramadıklarında ortaya çıkar. Öyleyse çözüme de analitik açıdan bakmak gerekir. Koordinasyonsuzluk ve yönetişim eksikliği kötülüğün kökünü oluşturmaktadır. Kötülüğün kaynağını tespit ettiğimize göre artık çözüm çok daha basit. Karar mekanizmalarındaki en önemli silahımız ‘’seçimdir.’’ (Choice/Voting)


Seçimlerimizin iyileştirici bir etkiye sahip olması için verdiğimiz kararın pragmatik nedenlerini bilmek gerekliliği neden sonuç ilişkisi kurmamıza olanak sağlayacaktır. Burada web3 için kültürel sermaye yaratmanın gücünü bilmeli ve motivasyonumuzu sadece sistemsel inşa için değil, eğitim için de kullanarak alfa nesli için daha iyi bir dünya inşa etmeliyiz. Dört büyük sosyal devrim; Avcı toplayıcı, tarım (yerleşik hayat), sanayi ve son olarak da bilgi…


Bilgi devrimi; birincil geçim aracı hizmetler veya bilgi hizmetleridir. Bilgi çağında sosyal hiyerarşiler ve kültür daha da karmaşık hale geliyor, bu kompleks yapının bir yığın olarak değil düzenlenmiş bir şekilde koordinasyon ve yönetişim dahilinde olması artık zaruridir.
Koordinasyonun yarattığı eksiklik sebebiyle oluşan kötülüğün sıradanlığını gelecekte ortadan kaldırılması için insan odaklı sistemler inşa etmeliyiz.


Bazıları için optimal koordinasyon, küçük bir seçkinler grubu yaratır. Bize göre, optimal koordinasyon, medeniyet ve kültürel geliş imi sağlar. Farklı bir küresel vatandaşlığın gelişmesini sağlamak için yenileyici bir değer interneti tasarlamanın öneminin farkında olmalıyız. Yeryüzündeki her birey, farklı değerlere, kültürlere, hırslara, geçmişlere, coğrafyalara, psikolojik yönelimlere, finansal donanımlara, ayrıcalık seviyelerine, yeteneklere ve fiziksel veya psikolojik arketiplere sahip üç boyutlu bir insandır. Çeşitli dinamiklerimizin farkında her insanın sahip olduğu ortak ihtiyaçları ele alma fırsatımız blokzincir sayesinde mümkün kılınıyor. Öyleyse; Daha fazla insan geliş imi ve daha büyük güç ve zekâ kombinasyonlarının bir araya gelmesi için bir kanal görevi gören bir finansal ve kültürel sistem kurabiliriz.

Öyleyse; akıl ilkelerinin epistemolojisinde mevcut üçüncü halin imkânsızlığını yeni bir bakış açısıyla mümkün kılmak zorundayız. Aksi halde taraf olmak dışında başka bir geleceğimiz olmayacak. Daha fazla insan gelişimi ve daha büyük güç ve zekâ kombinasyonlarının bir araya gelmesi için bir kanal görevi gören bir finansal ve kültürel sistem kurabiliriz.

“Bizler geleceğin kurbanları değil mimarları olmaya çağrılıyoruz.” R. Buckminster Fuller

Önceki

Avatar ve Star Wars Filmlerinden Esinlenildi: Digiverse Dijital Evren Deneyimi Gösteri Merkezi

Sonraki

Musée d'Orsay Yeni İzleyicilere Ulaşmak İçin NFT'leri Kucaklıyor

Related Posts
Total
0
Share