NFT’ler ile ilk kez 2020 kışı, tesadüfen okuduğum bir makale sayesinde tanıştım. O günlerde, NFT terimini ilk kez duyan pek çok kişi gibi ben de kuşkulu bir yaklaşım içindeydim. Kendi kendime “zaten internette var olan bir görsele kim para verecek?”, “elle tutulup, bir yere konulamayacak bir sanat eseri nasıl değer kazanacak” ya da “belki bu iş günün birinde bir yere varır ama kim bilir ne kadar sürecek?” gibi basit sorular soruyordum.
Kendime bu genel geçer soruları sorduğum bu dönemin, tüm dünyanın korona salgını ile savaştığı tarihler olduğunu da hatırlatayım. Pandemi nedeniyle pek çoğunuz gibi ben de alışkın olduğum hayat düzenimi değiştirmek zorunda kaldım ve bu nedenle yönettiğim sosyal medya ajansındaki işime gönüllü olarak ara verip uzun yıllardır hayalini kurduğum medya alanındaki tezimi yazmaya odaklandım.
NFT ile ilk karşılaştığım günlerin ardından, bu alan ile kendine sorduğum soruların ardı arkadası kesilmediği gibi gitgide derinleşti, çeşitlendi. Zamanımın çoğunu tezimi araştırma yapmak yerine, az sayıdaki NFT haberini okuyarak geçirmeye başladım. Araştırdıkça heyecanlanmaya, heyecanlandıkça daha çok araştırmaya başladım ve pek çok arkadaşımın telefonlarımı bile açmamasına neden olan “NFT devrimi başlıyor ve siz kaçırıyorsunuz” fazına girdim. Tabi ki o günlerde NFTIFY gibi NFT alanında uzmanlaşmış siteler olmadığı gibi bu alandaki bilgiler aslanın ağzındaydı.
Takip eden günlerde Londra’daki Goldsmiths Üniversitesi’ndeki danışmanımı arayarak, o zamana kadar yaptığım tüm çalışmaları çöpe atmak istediğimi ve tezimi “NFT’nin Medya ve Kültür Dünyası Üzerindeki Etkileri” üzerine yazmak istediğimi söyledim. Tez danışmanım bu teklifimi hızlıca geri çevirdi. O günlerde NFT’nin söz konusu alanlarda belirgin bir etkisi olmadığını düşünürsek, kendisine hak vermemiz gerekiyor. Ancak bu konudaki ısrarlarım ve bu yeni alanın bende yarattığı gözle görülür heyecan üzerine danışmanım takip eden günlerde teklifimi kabul etti. Bu noktada belirtmeden geçemeyeceğim, Goldsmiths’i İngiltere’de benzer okullardan ayıran, yeni şeyler arayışı ve sorgulayıcı bakış açısına verdiği değerdir. Eğer üniversitenin temel değeri bu denli sorgulayıcı olmasaydı tez süreci ortasında, birden bire BBC hakkında yaptığım araştırmadan, o tarihte ne olduğunu kimsenin bilmediği NFT dünyasına yönelmem bu kadar hızlı olmayabilirdi.
Henüz milyonlarca dolarlık satışların olmadığı ve hakkında yazılı neredeyse hiç bir kaynağın olmadığı NFT’lere dair ilk dönem araştırmalarımın tek tük çıkan haberleri web’in ilk günlerine kıyaslamaktan öteye geçmediğini gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Aradan geçen bir buçuk yılda ise her şeyin nasıl değiştiğine hep birlikte tanıklık ettik. Bugün NFT’ler sanatçılara gelir sağlamak gibi temel işlevlerinden tutunda son günlerde utançla izlediğimiz Ukrayna’nın işgaline karşı fon toplamak gibi pek çok alanda kullanılıyor.
Erken günlerden itibaren sektörü bir araştırmacı olarak izleyen biri olarak sizlerle paylaşmak istediğim kişisel notlarımın bazılarına gelirsek;
- NFT kesinlikle geçici bir trend değil. Yaratıcı dünya için bir devrim.
- Başta avatar projeleri olmak üzere, sanatsal değeri sorgulanabilecek olan pek çok işin uzun soluklu olması zor görünüyor.
- NFT’lerin kapsama alanı hızla yayılarak genişleyecek ve yaratıcı dünyanın üretim algısını kökten değiştirecek.
- NFT’ler sanatsal üretimi ve bu üretimin alınıp satıldığı pazarları küçük bir kitlenin tekelinden kurtarıp toplumun geneline yayacak.
- Bugün bir sinema filmi ya da dizi için cast seçimi yapılırken seçilecek oyuncuların sosyal medya görünürlüğü önemli bir etken olması gibi yakın geçmişte de yazarlar ve yönetmenler üretimlerinin NFT’ye dönüştürülebilirliğini düşünerek çalışacak.
- İnternet çok yakında koca bir pazar yerine dönüşecek. Her girdi, her paylaşım, her yorum NFT’ye dönüştürülüp, alınıp satılacak.
Bu maddeler tabi ki sadece değişimin başlangıcını simgeliyor. WEB3 ile birlikte yaşayacağımız hızlı dönüşüm ve bu dönüşümün hayatımıza etkileri zaten NFTIFY’ın kuruluş nedeni. Bu nedenle bizi sık sık ziyaret edeceğinizi umuyorum 🙂
Bu yazıyı ilerde NFT olarak satmak dileğiyle,
Aykut Mercan
