Oğulcan Yıldırım, ilk çeyrek sanat raporları analizi, raporlar kapsamında NFT’lerin geleceği ve Avalanche Evergreen Subnet’in uluslararası sanat piyasasının geleceğindeki rolü üzerine yazdı.
Geçtiğimiz ve bu yılın ilk çeyreğindeki veriler, her yıl olduğu gibi bu yılın Nisan ayında birçok farklı kurum tarafından analiz edilerek yayınlandı. Bu analizler yayınlanmadan 10 ay önce şöyle bir not yazmıştım:
‘’Dolar-Euro paritesinin eşitlenmesini sanat piyasası açısından değerlendirecek olursak; Amerikalı koleksiyonerler uzun yıllar sonra Avrupa’dan eser toplamak için önemli bir fırsat buldu. 2000’li yılların başlarındaki çekiç fiyatlarına, alıcı bilgilerine göz attığınızda Amerikalı koleksiyonerlerin pazardaki hareketliliğini görebilirsiniz. Avrupalı koleksiyonerler ve kurumlar; aristokrat ve geleneksel yapıya sahip olduğu için içlerinde görünmez bir kast sistemi vardır. Bu sebeple Avrupa içerisinde eserler çok hızlı el değiştirmez ve koleksiyonerler de farklı ailelere satış yapmaktan hiçbir zaman memnun olmaz. Fakat Amerikalı koleksiyonerler için durum böyle değil. Çok sayıda insan kendi çabalarıyla zengin olup beğenilerine göre Avrupa’daki geleneklerin aksine koleksiyonlarını oluşturuyor. Bu da daha hızlı alışveriş ve daha yüksek fiyat anlamına geliyor. Paritedeki bu durumu fırsat olarak görüp alım yapmak isteyen Amerikalı koleksiyonerler ve kurumlar, Avrupa’daki müzayede evlerinden ve koleksiyonlardan önemli eserleri, rekor fiyatlarla bünyelerine katacaktır. Seyredelim.’’
Ve bugün raporlar yayınlandığında görüyoruz ki; ABD; Çin ve İngiltere pazar değerinin % 81’ini oluşturuyor. 10 milyon doları aşan fiziksel sanat eseri satışları büyük bir farkla artmaya devam ediyor. Amerikan pazarı bir buçuk milyar dolar kazanarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. 10 aylık bir süreçte analiz kendini ispatlayarak doğruladı.
Buna ek olarak NFT’ler için ise durum orta ve uzun vadede olumlu. UBS Artbasel, Artprice ve diğer kurumların raporlarında açıkça belirtilmese de satır aralarında çok önemli bilgiler mevcut. Özellikle UBS ArtBasel’in raporlarında Bluechip sanat yatırımı için Web3’ü kullanmak hâlâ keşfedilmemiş bir alan. Girişimciler ve erken yatırım yapan koleksiyonerler için uzun vadede olumlu görünüyor. Raporda bundan söz edilmese de, veriler analiz edilip yorumlandığında, gelecekte blockchain’in sanat yatırımı alanında kaçınılmaz şekilde pay sahibi olacağı gözüküyor.
Fakat bu doğrultuda altyapının nasıl olacağı konusunda da sanat piyasasının kafasında soru işaretleri yok değil. Bu soru işaretleri yeni bir tartışmayı da önümüze seriyor. Yüksek fiyatlı eserlere ulaşmanın daha demokratik bir yolu olan Web3, doğrulama, pay sahipliği gibi birçok işlemi de mümkün kıldı. Peki, bu pazar gelecekte ethereum’un mu yoksa yerel ve uluslararası yasalara göre regülasyon yapmanıza olanak veren blokzincirlerin hakimiyetinde mi olacak? Eminim sanat piyasasının kurum yöneticileri ikinci seçeneği seçecektir. Peki bundan sonra bu devasa pazara hangi blokzincirleri sahip olacak? Cevap elbette altyapısını kurum ve kuruluşlara en işlevsel ve esnek şekilde sunabilen ve pazarlayabilen blokzincirlerdir.
Avalanche gelecek için Evergreen Subnet’i duyurdu bile. Evergreen Subnet, şirketlere özgü ve sektörel alanlar için tasarlanmış bir dizi blokzinciri araçları içeriği sunar. Evergreen Alt Ağları, yalnızca kurumsal blokzincirlerinde mümkün olan, düzenlenmesine olanak tanıyan fakat altyapı olarak blokzincir düzeyindeki özellikleri etkinleştirme kabiliyetine sahiptir. Uyumluluk ile ağ geliştirmenin faydalarını korur ve yasal düzeyde buna imkân tanır. Şu an fiziki sanat eserlerinde uluslararası hukuktan dolayı yaşanan sorunları çözebilecek nitelikteki tek blokzincir yapısıdır. Çünkü geleneksel sanat kurumlarının yöneticileri uluslararası arenada tamamen merkezi olmayan bir ağ yerine kendi kurallarını koyabilecekleri bir ağ oluşturmayı tercih edeceklerdir. Bunun için en iyi seçenek mevcut olarak Avalanche Evergreen Alt Ağlar’dır. Evergreen Alt Ağları bazıları tarafından merkezî alt ağlar olarak tanımlansa da ben bu görüşe katılmıyorum. Evergreen Altağları tamamen uyumluluk ve kullanışlılık amacı taşır.
